Terlemek ve Aşırı Terlemenin Nedenleri

<b>Terlemek</b><br />Yaz mevsiminde daha belirgin hale gelen aşırı terleme problemi hem fiziksel hem de ruhsal sorunlara yol açıyor.  Uzmanlar, aşırı terlemenin iyontoforez, botulinum toksini uygulaması ve gerektiğinde ise cerrahi yoldan başarıyla tedavi edildiğini belirtiyor.<br /><br />Vücut ısısının kontrolünü sağlayan terleme, birçok kişinin hem özel yaşamını hem de sosyal yaşamını olumsuz etkileyen önemli bir sorun haline gelebiliyor. Normalde bir insan terleyerek günde 500 cc civarında sıvı kaybediyor. Piyasada satılan maddelerle giderilemediğinde ise terleme bir sorun olarak kabul ediliyor ve aşırı terleme olarak adlandırılıyor. Aşırı terleme bilimsel yöntemlerle başarıyla tedavi edilebiliyor.<br /><br /><b>Aşırı terlemenin nedenleri</b><br /><br />Terlemenin insanlarda doğal olarak gözlenen bir olay olduğu belirtilerek, aşırı terlemenin nedenleri sıralanıyor.  Terin salgılanması insanlarda sinir sisteminin sempatetik denilen kısmının çalışması ile ilgilidir. Toplumun % 1’inde bu sistem aşırı düzeyde çalışmaktadır. Bu durumun nedeni tam bilinmemektedir ve doğuştandır. Özellikle stresli durumlarda bu sistem aşırı çalışmaktadır. Genel olarak terleme, kış aylarında daha az rahatsız edici olmaktadır. Bunun dışında tiroid bezinin aşırı çalışması, böbrek üstü bezinden kaynaklanan bazı hastalıklar, şişmanlık, menopoz, ağır psikiyatrik hastalıklar ve bazı kanserlerin tedavisinde kullanılan hormonlar aşırı terlemeye yol açabilmektedirler.<br /><br /><b>Ruhsal ve fiziksel sorunlar</b><br /><br />Bakteri üremesini kolaylaştırdığı için aşırı terleme kokuya da neden oluyor. Ruhsal ve fiziksel sorunlara yol açan, sosyal yaşamı zorlaştıran terleme,  ellerde, koltuk altında, ayak altlarından, yüzde ve gövdede oluşabiliyor. Terlemenin ellerde olduğunda ciddi sorunlara yol açtığı belirtiliyor.  Ellerde olduğunda hem el ile yapılan işlerde güçlük çekilmekte hem de sosyal olarak kişileri rahatsız etmektedir.  Terleme stresli durumlarda gelişiyorsa ve kişi terlemeden rahatsız ise kısır bir döngü içine girilmektedir.  Kişi, terleyeceğini bilerek daha endişeli hale gelmekte, endişe de daha fazla terlemeye yol açmakta ve bu kısır döngü sürüp gitmektedir.<br /><br /><b>Terlemenin nedeninin saptanması</b><br /><br />Terleme tedavisine başlanmadan önce nedeninin saptanması gerekiyor.  Terleme sorunu olan kişinin öncelikle kilo durumu inceleniyor.  Aldığı ilaçlar gözden geçiriliyor.  Hastanın menopozda olup olmadığı araştırılıyor.  Hekimin yapacağı değerlendirme ile sorunun tiroid bezinden ya da böbrek üstü bezlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirleniyor.  Bu durumların hiçbirinde sorun saptanmaz ise doğuştan sempatetik sinir sisteminin aşırı çalıştığı kanaatine varılabileceği belirtiliyor.  Tedavide ilk olarak genel tedavi yaklaşımları uygulanır.  Kişi öncelikle kıyafetini düzenlemeli ve daha hafif giyecekler giymelidir. Lokal olarak talk pudrası veya oldukça etkili olan aleminyum klorid içeren solüsyonlar mutlaka denenmelidir. Bazı hastalarda sempatetik sinir sisteminin çalışmasını azaltmak ve böylece de terlemeyi azaltmak için ilaçlar kullanmaktayız. Bazı hastalarda strese bağlı terlemeyi kontrol edebilmek amacı ile psikoterapi önermekteyiz.<br /><br /><b>Uygulanan yöntemler</b><br /><br />Terleme tedavisinde son derece başarılı sonuç veren yöntemler aşağıdaki şekildedir.<br /><br /><b>İyontoforez : </b> Bu yöntemde küçük su banyosu içinde el veya ayaklara hafif elektrik akımı verilmektedir. Sık tekrarlanması gerekmektedir. Hafif ve orta derecede terlemesi olan hastalarda oldukça iyi cevap alınmaktadır.                 <br /><br /><b>Botulinum toksini :</b> Özellikle koltuk altı terlemesinde kullanılan bir maddedir. Aslında doğal bir zehirdir ve sulandırılarak tıpta çeşitli amaçlarla uzun zamandır kullanılmaktadır. Ter bezlerini çalıştıran sinirleri felç ederek etki göstermektedir. Oldukça etkili bir yöntemdir.  Terlemeyi 3 ila 4 kat azaltmaktadır. Altı-12 ay gibi uzun aralıklarla tekrarı gerekmektedir.               <br /><br /><b>Cerrahi tedavi : </b>Ellerdeki ve yüzdeki aşırı terleme için önerilen tedavi şeklidir. Endoskopik transtorasik sempatektomi olarak adlandırılan teknikle koltuk altından bir delik açılıp akciğer bölgesindeki yüz ve ellere giden sinirlerin başlangıç bölgesi kesilmektedir. Ellerde yüzde 99 civarında başarı elde edilmektedir. Ayaklardaki terleme için bel bölgesindeki sinirlerin kesilmesi uygulanmaktadır. Sadece koltuk altı terlemelerinde koltuk altı ter bezlerinin alınması ile iyi sonuçlar elde edilmektedir.

Terlemek ve Aşırı Terlemenin Nedenleri

Terlemek Yaz mevsiminde daha belirgin hale gelen aşırı terleme problemi hem fiziksel hem de ruhsal sorunlara yol açıyor.  Uzmanlar, aşırı te...

Devamı »

Çocuk Beslemenin İncelikleri

<div style="text-align: left;"><b>EBEVEYNLERİN ROLÜ</b></div><br />Siz nasıl beslemek isterseniz isteyin, neyi ne kadar yiyeceğine genellikle çocuklar karar verir!<br /><br />Burada ebeveyn ve bakıcılara 5 önemli rol düşmektedir.<br /><div style="text-align: left;"><ol><li>Yaratıcı olun ! Çeşitli sağlıklı ve lezzetli gıdalar sunun.</li><li>Düzenli olun ! Öğün ve ara öğünleri düzenli programlayın.</li><li>Yemek zamanlarının eğlenceli olmasını sağlayın !</li><li>Sofra adabını öğretin !</li><li>Örnek olun !</li></ol></div>Mutlu bir başlangıç yaşam boyu sağlıklı yeme alışkanlığı gelişimine yardımcı olur.<br /><br />Burada çocuklarınızın sağlıklı beslenmesine yardımcı olacak ipuçları verilmiştir.<br /><br /><b>SOFRA SAVAŞ VEYA PAZARLIK ALANI DEĞİLDİR!</b><br /><br />“Tabağını bitir!”<br /><br />“Yemek bitmeden tatlı yok!”<br /><br />“Tabağını bitirirsen şeker vereceğim!”<br /><br />Bu cümleler muhtemelen size pek yabancı değil. Oysa öğünler bir ceza veya ödül unsuru olmamalıdır. Bu pazarlıklar uzun dönemde çözüm yerine yeni sorunlar yaratacaktır.<br /><br /><b>Sık rastlanan 5 çocukluk çağı beslenme sorunu ve çözüm önerileri:</b><br /><br /><b>Her öğünde aynı besini istemesi</b><br />Her öğünde istediği besinle birlikte yeni bir besin sunun, birkaç gün sonra çocuğunuz diğer besini de deneyecektir. Genellikle bu sorun kısa zamanda çözülür.<br /><br /><b>Sunulan öğünü reddetmesi</b><br />Her öğünde ekmek, sandviç, meyva gibi çocukların sevdiği besinleri sofrada bulundurun. Teşvik edici olun ancak çocuğunuz sunulanı yemezse aç kalacağından korkmayın.<br /><br /><b>Yemek sırasında TV seyretmek istemesi</b><br />Televizyonu kapatın. TV aile sohbetini engeller ve çocuğunuzun beslenmesini etkiler. Yemek, ailenin bir araya geldiği özel bir zaman, TV saati ise eğleneceği zamandır.<br /><br /><b>Sunulan yemeği beğenmemesi</b><br />Çocuğunuzun sadece kendi istediğini tüketmesine izin vermeyin, masadaki diğer besinleri yemesini isteyin, eğer uyumlu davranmazsa odasına gitmesini veya masadan kalkmasını isteyin ve bir sonraki öğüne kadar herhangi bir şey yemesine izin vermeyin.<br /><br /><b>Yeni sunulan besinleri reddetmesi</b><br />Yeni besinler sunmaya devam edin ancak zorlamayın, yeni tatlar denemeye hazır olması zaman alabilir.<br /><br /><b>YEMEK ZAMANI SADECE BESLENME ZAMANI DEĞİLDİR</b><br /><br />Çocuklar etraflarında gördüklerini taklit ederler. Kendilerinde sağlıklı beslenme alışkanlığı olmayan ebeveynlerin çocuklarında bu özellikleri geliştirmeleri mümkün değildir. Düzenli saatlerde sağlıklı ve lezzetli besinleri tüketerek çocuğunuza örnek olun.<br /><br />Eve giren besinlerden ebeveyn sorunludur. Çocuğunuzun etrafında çeşitli sağlıklı besinlerin olmasına özen gösterin, bu çocuklarınızın yaşam boyu sağlıklı besinleri seçmesine yardımcı olur.<br /><br />Yemek zamanı ailenin biraraya geldiği zamandır ve çocuğunuz iyi bir beslenme alışkanlığı geliştirirken mutlu bir sosyal hayat için de uygun davranış tarzlarını öğrenecektir.<br /><br /><b>ÜÇ, İKİ, BİR...HADİ YEMEĞE!</b><br /><br />Çocuğunuzu yemek zamanına hazırlayın. Yemekten 5 dakika önce uyarın, hazırlanmalarına, ellerini yıkamalarına zaman tanıyın. Huzursuz, heyecanlı veya yorgun bir çocuğun yemek için hazır olması zaman alabilir.<br /><ul><li>Çocuğunuzun yemesini istediğiniz çeşitli besinleri satın alırken maceracı ve zeki olun.</li><li>Esnek olun, eğer çocuğunuz yemekten kaçmaya çalışırsa üzülmeyin.</li><li>Sağduyulu ve mantıklı olun, çeşitli sağlıklı besinleri tüketen, sağlıklı beslenen iyi bir örnek olun.</li><li>Sizin önerdiğiniz sağlıklı besinler içinden çocuğunuzun seçim yapmasına izin verin.</li></ul><b>ÇOCUĞUNUZDA PROBLEM OLARAK DEĞERLENDİRDİĞİNİZ DAVRANIŞ ŞEKİLLERİ BAZEN KABUL EDİLEBİLİR.</b><br /><br />Çocuklar sofrayı kendi bağımsızlıklarını gösterdikleri bir sahne olarak görürler. Bazı öğünleri atlama, yemek seçme, yeni menüler denemekten kaçınma gibi durumlar genellikle çocuğunuzun normal gelişim sürecinin bir parçasıdır. Çocuğunuza sağlıklı besinlerden oluşan zengin bir seçme şansı tanıyın. Zaman içinde çocuğunuz sağlıklı gelişmesi için gerekli olan besinleri yeterli miktarda tüketecektir. Çeşitli sağlıklı besinlerin bulunduğu bir ortam, gergin olmayan mutlu bir yuva, sağlıklı beslenme ve davranış tarzının gelişmesi için gereklidir.<br /><br /><b>FAALİYET İŞTAHI AÇAR</b><br /><br />Yemek öncesi sizin de katlandığınız çeşitli faaliyetler (yürüyüş yapmak, top oynamak, bisiklete binmek, vb.) tüm aile için hem sağlıklı hem de eğlenceli bir ortam sağlar.

Çocuk Beslemenin İncelikleri

EBEVEYNLERİN ROLÜ Siz nasıl beslemek isterseniz isteyin, neyi ne kadar yiyeceğine genellikle çocuklar karar verir! Burada ebeveyn ve bakıcıl...

Devamı »

Bademcik Ameliyatı ve Bilinmesi Gerekenler

Aşağıda bademcik ameliyatı ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Öncesinde ve sonrasında, yapılmaması gerekenler açıklanmıştır. Keyifli okumalar dileriz...<br /><br />Öncelikle bademcik ameliyatı yapılan hastaların bir bölümü aynı gün taburcu edilirken, bazıları bir gece hastanede kalırlar. Buna doktorunuz karar verecektir.<br /><br /><b>Kanama</b><br />Bademciğe ait ameliyat bölgesi açık yara şeklinde olduğu için, ameliyat sonrası kanamalar olabilir. Kırmızı taze kan veya kanlı kusmalar olduğunda en kısa zamanda doktorunuza haber veriniz veya hastaneye geliniz.<br /><br /><b>Ameliyat Sonrası Ağrılar</b><br />Bademcik ameliyatına bağlı açık yara bölgesi tam olarak kapanana kadar, yaklaşık 2 hafta süreyle bir miktar ağrınız olabilir. Ağrıların şiddeti kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Çoğu kişide basit ağrı kesiciler yeterli olurken, bazı kişilerde daha sık ve daha güçlü ağrı kesiciler gerekebilir. Ağrılar genellikle yutma sırasında oluşan boğaz ağrılarıdır. Boğaz ağrısı bazen kulağa vuran ağrılar şeklinde olabilir.<br /><br />Erişkinlerde ağrılar, çocuklara kıyasla biraz daha şiddetlidir ve daha uzun sürer.<br /><br /><b>Diyet Bilgileri</b><br />Ameliyatınızdan sonra anestezinin etkisi tam olarak geçene kadar (4 saat) bir şeyler yemeniz ya da içmeniz sakıncalıdır. Ne zaman ağızdan gıda alacağınızı hemşireniz size bildirecektir.<br /><br />Genel olarak bol su içmeniz, yumuşak, soğuk ve boğazınızı tahriş etmeyen gıdalar almanız sizin için daha iyi olacaktır.<br /><br />1.gün: Küçük miktarlarda ancak sık aralıklarla soğuk çay, şerbet, komposto, süt, dondurma,<br />2.gün: Bunlara ilave olarak oda sıcaklığında, yoğurt, ayran, muhallebi, puding,<br />3-4.gün: Yumuşak gıdalar, patates püresi, rafadan yumurta, makarna. Miktarları tedricen artırınız,<br />5.günden itibaren tahriş edici, batıcı ve çok sıcak olmamak kaydıyla, doktorunuza danışarak kademeli olarak normal diyetinize geçebilirsiniz. Yaklaşık 10 gün süreyle,ağrı kesicilerin yardımı olmadan, gıdalarınızı tam ve rahat yutamayabilirsiniz.<br /><br /><b><u><span style="color: red;">***Aklınızda Bulunsun***</span></u></b><br /><br /><b>Ameliyattan sonraki ilk 7 gün;</b><br />1- Sıcak ve asitli ürünlerden kaçınınız (örn: Portakal veya limon suyu, kola),<br />2- Çikolata ve çikolatalı ürünler yemeyiniz,<br />3- Pipet kullanmayınız,<br />4- Bol sıvı alınız (su, süt vb),<br />5- Kırmızı renkte gıda ve içeceklerden kaçınınız,<br />6- Acı ve baharatlı gıdalardan kaçınınız,<br />7- Yutarken ameliyat yerini çizebilecek ekmek kenarı, galeta gibi sert ve katı<br />gıdalardan kaçınınız ve iyice çiğnedikten sonra yutunuz.<br /><br /><b>Konuşma</b><br />Ameliyat sonrası konuşmanızın biraz genizden gelmesi ve ses tonunda küçük bir<br />değişiklik olması normaldir. Bu, ses tellerinizin zarar gördüğü anlamına gelmez.<br /><br /><b>Ateş</b><br />Ameliyat sonrası ateşinizin 0.5-1 derece yükselmesi normaldir. Daha yüksek veya<br />uzun süreli ateş genellikle susuz kalmaktan kaynaklanır. Bol sıvı almanıza rağmen<br />ateşiniz hala yüksek olması bir enfeksiyon belirtisi olabilir, doktorunuzu arayınız.<br /><br /><b>Ameliyat Sonrası Dönemde Yapılacaklar</b><br />Çocuklar ameliyattan sonra 3 gün evden çıkmayarak dinlenmelidir. Çocuğunuz ameliyattan 5-7 gün sonra okuluna dönebilecektir, ancak en az 10 gün süreyle programlı spor faaliyetlerinde bulunmamalıdır.<br /><br />Erişkinlerde iyileşme süresi daha uzundur ve ameliyattan 1 hafta sonra doktorla yapacakları ilk görüşmeden önce işe gitmemelidirler. Ameliyatı izleyen 2 hafta boyunca sportif ve yorucu faaliyetlerden kaçınılmalıdır.<br /><br /><b>Nefes Kokusu</b><br />Boğazda bademciklerin alındığı yerde beyaz, kirli-gri renkte bir zar oluşacaktır. Bu zar doğal iyileşme sürecinin bir parçasıdır, ortalama 2 hafta içinde kaybolur. Özellikle az sıvı alan ve yetersiz beslenen  kişilerde olmak üzere, bazen nefeste hafif bir koku ortaya çıkabilir. Kokudaki artışla birlikte yutma güçlüğü ve ağrıda bir artış olması durumunda doktorunuzu arayınız.

Bademcik Ameliyatı ve Bilinmesi Gerekenler

Aşağıda bademcik ameliyatı ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Öncesinde ve sonrasında, yapılmaması gerekenler açıklanmıştır. Keyifli okumala...

Devamı »

Akraba Evliliği ve Zararları

Türkiye’de evliliklerin yüzde 20´sini oluşturan akraba evliliklerinde özürlü çocuk doğma riski iki katına çıkıyor. Bu yüzden akraba evliliği yapmayı planlayan çiftlere evlenmeden önce mutlaka genetik danışmanlık almaları öneriliyor.<br /><br />Toplumda yüzde 2 - 4 olan özürlü çocuk oranının, akraba evliliği yapanlarda yüzde 4 - 8’ lere çıktığını belirtiyor. Akraba evliliği yapacak çiftlerin, evlilik öncesi veya gebelik öncesinde genetik danışma almalarının büyük önem taşıdığına dikkat çekiliyor. Danışmanlık için başvuran kişilere öncelikli olarak ayrıntılı olarak bir soy ağacı çıkarılıyor. Soy ağacında ailede herhangi bir anomali, zeka kusuru, düşükler ve ölü doğumlar tespit edilmişse risk daha da artıyor.<br /><br />Akraba evliliklerinde insanın kalıtsal maddesinde taşıdığı bir çift genden her ikisinin de bozuk olması durumunda ortaya çıkan baskın olmayan hastalıkların oluşma riski artıyor.<br /><br />Bu baskın olmayan genlerden sadece birinde hata varsa hastalık belirtileri ortaya çıkmadığını, o kişilerin kendileri sağlıklı olmalarına rağmen hastalığın taşıyıcısı olduklarına işaret ediliyor.<br /><br />Bunu nesilden nesile aktarabilirler. Çocukta bu baskın olmayan hastalığın ortaya çıkabilmesi için hem annenin hem de babanın aynı bozuk geni taşımaları gerekir. Dolayısıyla akraba evliliklerinde anne ve baba adayı aynı atadan geldiği için aynı bozuk geni taşıma olasılıkları topluma göre daha yüksek, çocuklarda da bu baskın olmayan hastalığın ortaya çıkma olasılığı daha fazladır. Eğer ailede böyle baskın olmayan hastalık taşıyan bir çocuk doğmuşsa sonraki her gebelik için çocuğun hasta olma riski yüzde 25’tir.<br /><br />Akraba evliliği sonucu ortaya çıkabilecek hastalıkların hepsinin çocuk doğmadan önce anne karnındayken taranması teknik olarak dünyanın hiçbir yerinde mümkün değil. Ancak ailede tanısı bilinen bir hastalık varsa veya çiftin hasta çocukları varsa anne karnındaki bebek bu hastalık açısından incelenebiliyor.<br /><br />Akraba evliliği yapmış olan çiftlere Türkiye de sık görülen Akdeniz anemisi için taşıyıcılık testi yaptırmalarını, gebelik varsa ultrasonografik inceleme ile takibi öneriliyor. Çocuk doğduktan sonra ise gelişimsel olarak takibini, çocuk sayısını sınırlı tutmalarını ve ikinci çocuk için en az 3-4 yıl beklemeleri tavsiye ediliyor.

Akraba Evliliği ve Zararları

Türkiye’de evliliklerin yüzde 20´sini oluşturan akraba evliliklerinde özürlü çocuk doğma riski iki katına çıkıyor. Bu yüzden akraba evliliği...

Devamı »

Aile İçi İletişim Nedir ve Nasıl Olmalıdır?

<b>Aile İçi İletişim</b><br />Endüstri toplumlarının yoğun temposu en küçük sistem olan aileyi de değiştiriyor. Gergin günlük yaşam temposu içinde aile içinde yaşanan iletişim problemleri, tartışmalar, kavgalar birçok insanın yaşamını olumsuz etkiliyor. Çok çalışmak, çok kazanmak gibi kavramların yanında artık insanlar “İlişkilerimi nasıl daha sağlıklı kurarım?” sorusunun da yanıtını arıyor.<br /><br />Ailenin normal işleyebilmesinde sınırlar önemli rol oynuyor. Sınırların gereğinden fazla katı veya erimiş olduğu durumlarda ailede sorunlar yaşanıyor. Ailede yaşanan sorunların çözülmesi için ailenin geçirdiği evreler de büyük önem taşıyor., ailenin kuruluşu, evlilik, çocuğun doğumu, okul öncesi dönem, okul çağı ergenlik dönemi sorunların çözümlenmesinde son derece etkili. Eşler bu dönemlerde duygusal çalkantılar yaşıyor. Babanın bu dönemlerde eşine destek olması çocuğun büyütülmesine katkısı olması gerekiyor.

Aile İçi İletişim Nedir ve Nasıl Olmalıdır?

Aile İçi İletişim Endüstri toplumlarının yoğun temposu en küçük sistem olan aileyi de değiştiriyor. Gergin günlük yaşam temposu içinde aile ...

Devamı »

Colgate Optik Beyaz ile Caddeler Podyum Oldu!

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img alt="colgate optik beyaz" border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-HIjM0pbQG8A/UNRr4ejfyLI/AAAAAAAABAc/09M-hOZW0Ik/s1600/colgate-beyaz.jpg" title="colgate" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>Aslında <strong>Colgate</strong> bunu ilk defa yapmıyor… Ana sponsoru olduğu <strong>İstanbul Fashion Week 2012</strong>’de Türkiye’nin ilk temalı styling defilesi 'Colgate Optik Beyaz by Hakan Öztürk'ü gerçekleştirdikten sonra <strong>Colgate Optik Beyaz</strong> ile beyaz gülüşlerimizi podyumla buluşturduğu çarpıcı etkinliklerine devam ediyor.<br /><br />Podyumları Bağdat Caddesi’ne taşıdığı '<strong>Sürpriz Defile</strong>' konsepti ile hepimizi bir kez daha şaşırtmayı başaran Colgate Optik Beyaz, keyifli anları ve mutlu gülüşleri paylaşma ve çoğaltma fırsatı verdi. '<strong>Gülüşün en güzel aksesuarın</strong>' sloganı ile '<strong>güzellik ürünü</strong>' olarak tüketicilerle buluşan <strong>Colgate Optik Beyaz</strong> bizlere sürprizlerinin bitmediğini göstererek şimdiden bir sonraki adımının ne olacağı merakını yaşatıyor.<br /><br />Bağdat Caddesi’nde yürürlerken kendilerini bir anda Colgate Optik Beyaz’ın kurduğu sürpriz podyumda bulan insanlar, başlarına belki de ilk defa gelebilecek bir defilenin parçası olma duygusunu yaşayarak her halleriyle oldukça renkli görüntüler yarattılar. Cadde’nin en güzel gülüşlerini podyuma taşıyan <strong>Colgate Optik Beyaz</strong> sokaktaki insana doğrudan dokunuşuyla en özgüvenli ve göz alıcı gülüşlerin simgesi olduğunu hepimize bir kez daha gösterdi.<br /><br />İnsanlar bu defa kendi kıyafetleri, stillerini vurgulayan aksesuarlar ve modası hiç geçmeyecek beyaz gülüşleri ile <strong>Colgate Optik Beyaz</strong>’ın onlar için hazırladığı sürpriz bir defilede yer alarak sıradan geçen günlerinin renkli sahnesindeydiler.<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img alt="colgate ürünleri" border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-dhMBqkgiLfE/UNRsB_zGAsI/AAAAAAAABAk/37iGOcIfExI/s1600/colgate-beyaz-set.jpg" title="colgate set" /></div><br /><br /><strong>Colgate Optik Beyaz</strong>’ın da dediği gibi en güzel aksesuarımız olan gülüşümüzde fark yaratabilmek gerçekten çok önemli. Colgate Optik Beyaz’ın içeriğindeki beyazlatıcı mikro-kristaller ile lekeleri diş minesine zarar vermeden gideriyor olması, 1 haftada 1 ton daha beyaz dişlere kavuşmamız, düzenli kullanımda ise dişlerin beyazlığını daha uzun süre koruma sağlaması onu ayrı bir yere koymanızı sağlıyor.<br /><br />Beyaz gülüşleri, moda dünyası ile buluşturduğu sürprizlerle karşımızda olmaya devam edeceğinin hızlı sinyallerini veren Optik Beyaz’ın sürpriz defilesi <strong>'Caddeler Podyum Olsa?' </strong>videosunu izleyerek bu keyifli dakikaları paylaşabilirsiniz.<br /><br /><div style="text-align: center;"><iframe allowfullscreen="allowfullscreen" frameborder="0" height="375" src="http://www.youtube.com/embed/q_I25nxc1zs" width="500"></iframe> </div><br />http://facebook.com/ColgateTurkiye<br /><br /><span style="font-size: 80%;">Bir bumads advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">ad_client = '33dc411d-8f5f-4633-9638-1839b3f116c5';ad_offer ='508';</script><script src="http://sayac.bumads.com.tr/showads.js" type="text/javascript"></script>

Colgate Optik Beyaz ile Caddeler Podyum Oldu!

Aslında Colgate bunu ilk defa yapmıyor… Ana sponsoru olduğu İstanbul Fashion Week 2012 ’de Türkiye’nin ilk temalı styling defilesi 'Col...

Devamı »

Karaciğer nakli için 2 bin 500 kişi sırada

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img alt="Karaciger" border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-zl6rBhBn5oM/UM0u1ujlaaI/AAAAAAAABAA/wODpIE8QF5U/s1600/karaciger.jpg" title="karaciger" /></div><br /><b>Prof. Dr. Haluk Demiryürek, Türkiye'de 2 bin 500 kişinin karaciğer nakli beklediğini, bu konuda duyarlı olunması gerektiğini söyledi.</b><br /><br />Çukurova (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde Organ Nakli Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne bağlı Karaciğer Nakli Merkezi’nin koordinatörlüğünü yürüten Prof. Dr. Haluk Demiryürek, Türkiye’de 2 bin 500 kişinin karaciğer nakli beklediğini söyledi. Yeterli organ bağışı olmadığı ve bu nedenle nakil gerçekleştirilemediği için çok sayıda hastanın yaşamını yitirdiğini belirten Prof. Dr. Haluk Demiryürek, vatandaşların bu konuda duyarlı olmasını istedi.<br /><br />Prof.Dr. Demiryürek, "Organ nakli beyin ölümü gerçekleşen kişilerden yapılıyor. Beyin ölümü gerçekleşen hastanın yaşama geri dönme şansı bilimsel olarak yok. Başka hayatların kararmaması için organ bağışının daha fazla yaygınlaşması gerekiyor" dedi. Organ bağışındaki yetersizliğin organ nakli konusunda yaşanan en büyük sorun olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demiryürek "Bağış konusundaki eksikliğin temelinde, toplumsal eğitimsizlik yatıyor. Bazı yanlış bilgilerin yanı sıra kültürel ve dini inanışlar da, organ bağışını engelliyor" dedi.<br /><br /><b>'BEYİN ÖLÜMÜNÜN EN OLDUĞU BİLİNMİYOR'</b><br /><b><br /></b>Bu sorunların eğitim, yasal düzenlemeler ve daha etkin kampanyalarla aşılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Demiryürek "Ayrıca toplumda beyin ölümü çok fazla bilinmiyor. Beyin ölümü gerçekleşen hastanın kalbini uzmanlar, makineler aracılığıyla attırıyor, hasta nefesini makineler sayesinde alıyor. Solunum ve kalp atışı yapay olarak sürdürülebilir, ancak beyin işlevini yapay olarak gerçekleştiremez. Bir insan ancak beyni öldüğü zaman ölü kabul edilebilir. Buna da değişik alanlarda uzman hekimler karar verir. Lütfen, organ nakli için sıra bekleyenlerin ne durumda olduğunu düşünün. Sadece Çukurova Üniversitesi’nde 200 hasta karaciğer nakli bekliyor. Türkiye’de 2 bin 500 kişi karaciğer nakli bekliyor. Bağışlanacak bir organ, kurtarılacak bir hayattır. Siz de birilerinin hayatını kurtarabilirsiniz." dedi.<br /><br />DHA

Karaciğer nakli için 2 bin 500 kişi sırada

Prof. Dr. Haluk Demiryürek, Türkiye'de 2 bin 500 kişinin karaciğer nakli beklediğini, bu konuda duyarlı olunması gerektiğini söyledi. Çu...

Devamı »

Ter Kokusunun Nedenleri ve Bitkisel Çözümleri

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><b>Ter Kokusu İçin Şifalı Bitkiler nelerdir? Ter kokusu nasıl önlenir? Ter Kokusuna Bitkisel Çözüm arayanlar için bazı tavsiyelerimiz var.</b><br /><br />Bitkiler, eskiden beri deodorant amaçlı kullanılmıştır. Anti-bakteriyel özelliğe sahip bitkiler, ter kokusunu önlemede yardımcı olabilirler. Bilinmesi gereken şey, ter normalde kokulu değildir. Terin yaydığı protein veya yağlar, bakterilerin gelişmesine uygun ortam oluştururlar.<br /><br /><b>Adaçayı:</b> Adaçayı ter kokusu için kullanılan bitkilerin başında gelir. Tentür ile sulandırılmış yağı yüz ve genital bölgeleriniz hariç terleyen bölgelerinize doğrudan sürün. Adaçayı çay olarak da içebilir ya da terleyen bölgelerinizi adaçayı ile yıkayabilirsiniz. Hamile kadınların adaçayını içmemeleri ya da vücutlarına sürmeleri uygun değildir.<br /><br /><b>Elma sirkesi:</b> Koltuk altınıza elma sirkesi sürmek, ter kokusu için güzel bir çözümdür. Sirkenin antibakteriyel olduğu zaten bilinmektedir.<br /><br /><b>Şalgam suyu:</b> Şalgamın suyunu sıkıp koltuk altlarınıza sürerseniz, kötü ter kokusundan kurtulabilirsiniz.<br /><br /><b>Karbonat ve Mısır Nişaştası:</b> Bu ikisini karıştırıp kötü kokan bölgelerinize sürebilirsiniz.<br /><br /><b>Çinko içeren sebzeler:</b> Çinko eksikliği, vücudun kötü kokmasına sebep olabilir. Ispanak, maydanoz, lahana,  salatalık, hindiba çinko açısından zengin sebzelerdir. bunlardan bir kaç tanesi ile deodorant kokteyli yapabilirsiniz.

Ter Kokusunun Nedenleri ve Bitkisel Çözümleri

Ter Kokusu İçin Şifalı Bitkiler nelerdir? Ter kokusu nasıl önlenir? Ter Kokusuna Bitkisel Çözüm arayanlar için bazı tavsiyelerimiz var. Bitk...

Devamı »

Bedava Tv İzle

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7kQ4pXpFkCnyrSDIVSZdb7uHiOxS7ldm0nCu_uDcZo7UT2F3LhcdFpoFiXtbv3BMXWUdAaYA067mLVQKpr9Y8jkAWxFegEgsvtiPR-bL8Jh1VpdYzu9pMLmHdK0LZRDTYu7nMjGHpppU/s1600/tvizle.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="70" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7kQ4pXpFkCnyrSDIVSZdb7uHiOxS7ldm0nCu_uDcZo7UT2F3LhcdFpoFiXtbv3BMXWUdAaYA067mLVQKpr9Y8jkAWxFegEgsvtiPR-bL8Jh1VpdYzu9pMLmHdK0LZRDTYu7nMjGHpppU/s320/tvizle.png" width="182" /></a></div>Bugün sizlere internet dünyasına yeni adım atmış tasarımıyla ve içeriğiyle kullanıcılarına gerçek bir tv keyfi yaşatmak için açılmış olan <a href="http://ecanlitv.blogspot.com/"><b>Canlı Tv</b></a> sitemizi tanıtacağım.Genel olarak her insanın sabah,akşam,gündüz vakitleri zamanının bir çok bölümünü televizyon izleyerek harcamaktadır.Günümüzde insanlar işlerinden kalan vakitlerinde oturup güzel bir program,haber vb yayınlar izlemektedir.<br /><br />Bunun için değerli kullanıcılarımız için açmış olduğumuz site tam sizlere göre.Sitemizde yüzlerce ulusal,yerel,yabancı tv kanalları bulunmaktadır.Tüm kanallar Hd kalitede kesintisiz olarak izlenilmektedir.İzlediğiniz yayın hakkında düşüncelerinizi yorum yaz kısmına girerek dünya ile paylaşabilirsiniz. Sizde sitemizi ziyaret ederek tüm kanalları bir tık ile seyredebilirsiniz.<br /><br />Keyifli seyretmeler;<br />Site adresi:<a href="http://ecanlitv.blogspot.com/"><b>Canlı Tv  </b></a><br /><br /><div class="ikaz27">İlgili Aramalar: tv izle, canlı tv, canlı tv izle</div>

Bedava Tv İzle

Bugün sizlere internet dünyasına yeni adım atmış tasarımıyla ve içeriğiyle kullanıcılarına gerçek bir tv keyfi yaşatmak için açılmış olan Ca...

Devamı »

Kozmetik ve Yoganın Buluşmasından Doğan Etki Sizi Şaşırtacak

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://3.bp.blogspot.com/-S9TSMFkDCD8/UL1uQJQtiQI/AAAAAAAAA9M/ciY4npEZ0o0/s1600/avon.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="avon logo yazı" border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-S9TSMFkDCD8/UL1uQJQtiQI/AAAAAAAAA9M/ciY4npEZ0o0/s1600/avon.jpg" title="avon" /></a></div><strong><br /></strong><strong>AVON ANEW ile A-F33 molekülünün mucizesini, yoganın gençleştirici etkisiyle yaşayın</strong><br /><br />20 yıldır kadınlara her yaşta genç görünmeleri için ihtiyaç duydukları tüm yaşlanma karşıtı cilt bakım ürünlerini sunan AVON ANEW Serisi her zaman en yeniyi ve farklı olanı sunmayı başarıyor. Serinin yeni ürününü bekleyenler sadece kozmetik bir krem ile karşılaşacaklarını düşünerek yanıldılar. Çünkü <strong>AVON ANEW yeni ANEW Clinical İnce Çizgi Görünümünü Düzgünleştirici Serisi ile</strong> onlara son yılların ve yakın geleceğin çığır açan yeniliğini sundu:  A-F33 molekülü...<br /><br /><a href="http://1.bp.blogspot.com/--Vw6rokNzuU/UL1uk4iBI6I/AAAAAAAAA9U/ZlDzY4cY83g/s1600/img2-d3d4979f-20d6-4883-b336-9a502b91f6c7.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="A-new avon" border="0" height="320" src="http://1.bp.blogspot.com/--Vw6rokNzuU/UL1uk4iBI6I/AAAAAAAAA9U/ZlDzY4cY83g/s320/img2-d3d4979f-20d6-4883-b336-9a502b91f6c7.jpg" title="Avon" width="240" /></a><strong>Mucizeyi yüzünüzde hissedin</strong><br /><br />Hangi kadın daha genç ve güzel görünmek istemez? Her kadının bu konuda sonsuz bir arayış içinde olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde. Bu arayışa kozmetik sektörü yoğun Ar-Ge çalışmaları ile her geçen gün daha etkili ve başarılı ürünler sunarak yanıt veriyor.  A-F33 molekülü bu çalışmaların yarattığı devrimlerden biri. Cilt bakımında son 20 yılın en önemli buluşu olarak kabul edilen AMINO-FILL 33 molekülünün kozmetik sektörünün yakın tarihine yön vermesi bekleniyor.<br /><br /><strong>AVON</strong>’un dünyaca ünlü cilt bakım araştırma firması NeoStrata ile geliştirdiği A-F33 içeren seri, ciltteki kolajeni aktive etmeye yardımcı oluyor. Kırışıklık görünümüne çok kısa sürede ve belirgin bir şekilde etki ediyor. ANEW Clinical İnce Çizgi Görünümünü Düzgünleştirici Seri, cilt bakımında devrim yaratan A-F33 (Aminofill-33) molekülünü içeren ilk seri olma özelliği taşıyor. ANEW Clinical İnce Çizgi Görünümünü Düzgünleştirici Seri kullananların yüzde 100’ü kırışıklık* ve kazayağı** görünümünde düzgünleşme gözlemledi.<br /><br />“Losyon” ve “Göz Çevresi Bakım Losyonu” olmak üzere iki ürününün bulunduğu ANEW Clinical İnce Çizgi Görünümünü Düzgünleştirici Seri ile cildinizdeki kırışıklık görünümünün azalmasına yardımcı olan kolajen üretimi sadece 72 saat içinde artıyor. 11 hafta boyunca, günde iki kez düzenli olarak kullandığınızda çizgi ve derin kırışıklıklarda iyileşme görülüyor.<br /><br /><div style="text-align: center;"></div><strong><br /></strong><strong>Siz gençliğiniz ve güzelliğiniz için ne yapıyorsunuz?</strong><br />Her ne kadar kullanılan yöntemler, kullanılan ürünler farklılık gösterse de tüm kadınlar için değişmeyen tek şey gençliğin ve güzelliğin önemsemesi, bunları korumak için gayret göstermesidir. Her kadın güzelliğini ortaya çıkarmak ister, bunun uğraşını verir. Bu süreçte kazanan kuşkusuz, iç güzelliğini ve enerjisini dışarı vurabilen olur. ANEW Clinical İnce Çizgi Görünümünü Düzgünleştirici Seri ile kadınların içindeki enerjiyi açığa çıkarak onları güzelleştirmek için bir adım daha atıyor ve yoganın etkisini kadınlar için yeniden keşfediyor.<br /><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><object classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=9,0,47,0" height="412" id="flashObj" width="486"><param name="movie" value="http://c.brightcove.com/services/viewer/federated_f9?isVid=1" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="flashVars" value="@videoPlayer=1999460701001&playerID=1995245692001&playerKey=AQ~~,AAABg974LTE~,N36MUBHHiwo7k89wBfp9lw136PLiAqRR&domain=embed&dynamicStreaming=true" /><param name="base" value="http://admin.brightcove.com" /><param name="seamlesstabbing" value="false" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><param name="swLiveConnect" value="true" /><param name="allowScriptAccess" value="always" /><embed src="http://c.brightcove.com/services/viewer/federated_f9?isVid=1" bgcolor="#FFFFFF" flashVars="@videoPlayer=1999460701001&playerID=1995245692001&playerKey=AQ~~,AAABg974LTE~,N36MUBHHiwo7k89wBfp9lw136PLiAqRR&domain=embed&dynamicStreaming=true" base="http://admin.brightcove.com" name="flashObj" width="486" height="412" seamlesstabbing="false" type="application/x-shockwave-flash" allowFullScreen="true" swLiveConnect="true" allowScriptAccess="always" pluginspage="http://www.macromedia.com/shockwave/download/index.cgi?P1_Prod_Version=ShockwaveFlash"></embed></object></div><strong><br /></strong><strong>Kozmetik yoga buluşmasının etkisine inanamayacaksınız</strong><br />“Güzellik bir görüntüden ibaret değildir. Kendimize bakmak ve bakımlı olmak içeride ve dışarıda olduğunda anlamlı” sözlerinden ilham alan <strong>AVON ANEW</strong> kadınları,  ANEW Clinical İnce Çizgi Görünümünü Düzgünleştirici Seri’nin etkisini yüz yogası ile yaşamaya davet ediyor. Yüz yogasında yapacağınız basit yüz hareketleri ile cildinizin esnekliğini artırabilir daha da ötesinde, içinizdeki ışığı, enerjiyi açığa çıkarmanın etkili bir yolunu keşfedebilirsiniz.<br /><br /><a href="http://2.bp.blogspot.com/-wb940Psnt9U/UL1uuQgJGxI/AAAAAAAAA9c/QpKhYx4pgpM/s1600/img3-d3d4979f-20d6-4883-b336-9a502b91f6c7.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="Avon anew clinical" border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-wb940Psnt9U/UL1uuQgJGxI/AAAAAAAAA9c/QpKhYx4pgpM/s1600/img3-d3d4979f-20d6-4883-b336-9a502b91f6c7.jpg" title="Avon anew" /></a><strong>ANEW Clinical İnce Çizgi Görünümünü Düzgünleştirici Seri</strong><br /><br /><strong>AVON</strong>’un 100 yılı aşkın bir geçmişi olan Ar-Ge merkezinde yüzlerce bilim insanı tarafından formüle edilen ANEW Serisi, yepyeni teknolojilerle geliştirilmiş ürünleri ile 20 yıldır yaşlanma karşıtı cilt bakımında uzman bir marka konumunu koruyor. AVON üstün teknoloji ile geliştirilen ürünlerini  erişilebilir fiyatlarla sunması ile de fark yaratıyor.<br /><br />Yapılan araştırmalara göre ANEW Clinical İnce Çizgi Görünümünü Düzgünleştirici Losyon ile elde edilen sonuçlar şöyle:<br /><br /><strong>-</strong> Yedi gün sonunda ince çizgiler ve kırışıkların görünümünde düzgünleşme***<br /><strong>- </strong>Düzenli kullanımla , panelistlerin yüzde 100’ünde ince çizgilerin görünümünde düzgünleşme***<br /><strong>- </strong>11 haftada ince çizgi ve kırışıkların görünümünde yüzde 50’ye varan oranda düzgünleşme<br /><br />* Düzgünleştirici Losyon için iki haftalık kullanım sonunda, 60 panelist, KGL  7347 sayılı 11 haftalık klinik çalışma.<br />** Göz Çevresi Bakım Losyonu için iki haftalık kullanım sonunda, 33 panelist, 12 haftalık KGL 7416 sayılı klinik çalışma<br />*** Düzgünleştirici Losyon için iki haftalık kullanım sonunda, 60 panelist, KGL 7347 sayılı 11 haftalık klinik çalışma.<br /><br /><span style="font-size: 80%;">Bir bumads advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">ad_client = '33dc411d-8f5f-4633-9638-1839b3f116c5';ad_offer ='461';</script><script src="http://sayac.bumads.com.tr/showads.js" type="text/javascript"></script>

Kozmetik ve Yoganın Buluşmasından Doğan Etki Sizi Şaşırtacak

AVON ANEW ile A-F33 molekülünün mucizesini, yoganın gençleştirici etkisiyle yaşayın 20 yıldır kadınlara her yaşta genç görünmeleri için ihti...

Devamı »

Anne ve Çocuklar unnado.com ile Yine Güzel!

<div style="text-align: left;">Hamile kıyafetleri içinde kendinizi ana kraliçe gibi mi hissetmek istiyorsunuz? O halde çocuklarıyla birlikte güzelleşmek isteyen annelere müjde! Birbirinden özel ürünleriyle anneleri de en az çocukları kadar şımartmayı seven alışveriş kulübü <strong>unnado.com</strong> ile en trend görünen anne siz olabilirsiniz.</div><br />Anne olmak, çocuğunuz veya doğacak bebeğiniz için alışveriş yapmak güzel... Peki, ya bu hikaye nasıl başladığına dair bir de romantik video olsaydı? <strong>unnado.com</strong> ebeveyn olmaya doğru giden yolu bakın nasıl anlatmış!<br /><br /><div style="text-align: center;"><iframe allowfullscreen="allowfullscreen" frameborder="0" height="281" src="http://www.youtube.com/embed/E3gHqhLjUMY" width="500"></iframe> </div><br />“Sadece kıyafetler yetmez, çocuğum için özel ürünler de isterim” diyen anneleri de unutmuyor <strong>unnado.com</strong>...  Kıyafet ihtiyacınızdan banyo ihtiyacınıza, bakım ürünlerinden butik ve aksesuar ihtiyaçlarınıza kadar her şey en güzel haliyle burada. Çok özel indirimler, hediye çekleri ve kampanyalar ile alışverişin gülümseten hali <strong>unnado.com</strong>, keyifli alışverişler diler.<br /><br /><span style="font-size: 80%;">Bir bumads advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">ad_client = '33dc411d-8f5f-4633-9638-1839b3f116c5';ad_offer ='445';</script><script src="http://sayac.bumads.com.tr/showads.js" type="text/javascript"></script>

Anne ve Çocuklar unnado.com ile Yine Güzel!

Hamile kıyafetleri içinde kendinizi ana kraliçe gibi mi hissetmek istiyorsunuz? O halde çocuklarıyla birlikte güzelleşmek isteyen annelere m...

Devamı »

Grip, Soğuk Algınlığı ve Baş Ağrısına Karşı Yenilmesi Gereken Yiyecekler

<br /><div class="haberOzet" id="ctl00_ortayer_haberOzet" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Gribe, soğuk algınlığına ve baş ağrısına kış boyunca teslim olmamak için...</div><div class="haberMetni" id="ctl00_ortayer_haberMetni" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Beslenme ve Diyet Uzmanı Aylin Yılmaz, soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonların kapımızı çaldığı kış mevsiminde hastalıklardan korunmak için tabiat eczanesini öneriyor. Yılmaz'a göre her gün 2- 3 porsiyon sebze ve 3- 4 adet meyve tüketmek vücudu bomba gibi yapıyor.</div><div class="haberMetni" id="ctl00_ortayer_haberMetni" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /><o:p></o:p><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Düşük enerji ile beslenme durumunda vücut direncinin ve iş performansının düşeceğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Aylin Yılmaz, her gün mutlaka 2- 3 porsiyon sebze ile birlikte 3- 4 adet meyve tüketilmesi gerektiğini açıklıyor. Yılmaz, meyve yemeyenler için bir bardak portakal veya mandalina-greyfurt suyunu alternatif olarak öneriyor. 4000'in üzerinde farklı antioksidan bulunduğunu açıklayan Yılmaz, kış aylarında özellikle A, C ve E vitaminlerinin gerekli olduğunu sözlerine ekliyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">"Alternatif antioksidan yiyecekler içeren değişken bir beslenme programı, bağışıklık sistemini güçlendirmenin en iyi yoludur" açıklamasını yapan Yılmaz, yüksek değerli antioksidan içerikli besinleri şöyle sıralıyor:<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"></div><ul><li><span style="font-size: 8pt;">Kuru erik</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Nar</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Kuru üzüm</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Yaban mersini</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Sarımsak</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Ispanak</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Brüksel lahanası</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Brokoli</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Portakal</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Kırmızı biber l Kivi</span></li></ul><o:p></o:p><br /><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>VÜCUDU GÜÇLÜ KILMANIN YOLLARI</b><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Besinlerin, hayatımız için küçük fakat önemli rolleri bulunuyor. Sabah yapılan bir kahvaltı ile gün içindeki vücut direnci artırılabiliyor veya öğleden sonra alınan ara atıştırmaların kaliteli besinlerden oluşması (meyve, peynirli sandviç, süt veya kuru meyveler, ceviz, badem) akşam saatlerine kadar birikecek yorgunluğu önleyebiliyor. Aylin Yılmaz, "kış aylarında, özellikle lahanagiller, brokoli, mandalina, portakal, greyfurt, limon gibi kış sebze ve meyvelerini tercih edin" diyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>VÜCUT DİRENCİNİ AZALTAN YİYECEKLER</b><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Vücut direncini artıran besinlerin yanı sıra vücut direncini kıran, hastalıklara neden olan besinlerin de bulunduğundan söz eden Aylin Yılmaz, bu tip besinlerin yüksek enerji içerikli veya kafein ağırlıklı olabileceğini belirtiyor. Aylin Yılmaz, vücut direncini düşüren besinleri şöyle sıralıyor:<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"></div><ul><li><span style="font-size: 8pt;">Kızarmış besinler, cipsler, şekerlemeler, hamurlu ve şerbetli tatlılar, asitli içecekler (Kola türevi içecekler) böbrekleri negatif etkiler ve mineral emilimini bozar.</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Kafein; kahve (günde iki fincandan fazla alınmamalı)ve çay (unutmayın yeşil çayda bile kafein vardır)</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Sadece protein ağırlıklı beslenme ve protein ağırlıklı, kızarmış ürünler almak vücut direncini negatif etkiler, kas ve su kaybına neden olur.</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Alkol tüketimi, vücut direnci için özellikle önemli olan vitamin ve mineral emilimini azaltır. Haftada 2 kadeh kırmızı şarabı aşmamalısınız.</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Konserve ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı.</span></li><li><span style="font-size: 8pt;">Düzensiz uyku yemek düzenini negatif etkiler özellikle gece yemeleri artar ve metabolizma bozulur.</span></li></ul><o:p></o:p><br /><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>YEMEK PİŞİRİRKEN TUZ KOYMAYIN</b><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Aylin Yılmaz, pişirme işleminin besinlerdeki antioksidanları negatif etkilediğini, bu nedenle meyve ve sebzeleri buharda pişirmenin daha sağlıklı olduğunu belirtirken, sebzeleri kaynatma süresinin daha kısa olması için sebzeleri önceden kaynamış olan suya atmak gerektiğini sözlerine ekliyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Yılmaz, sebzeleri pişirirken içinde bulunan potasyumun ve C vitamininin azalmasına neden olan tuzun kullanılmaması gerektiğinin de altını çiziyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>SOĞUK ALGINLIĞINI ÖNLEYEN FORMÜL</b><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Enfeksiyondan korunmak için aşağıdaki günlük beslenme planını uygulayabilirsiniz:<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Kalkış:</b> Ilık su ve kuru erik Sabah kahvaltısı: 1 bardak az yağlı süt içine 2 kaşık yulaf, yarım muz ve 5-6 çiğ badem<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Ara:</b> Greyfurt-yeşil elma ve portakal suyu<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Öğle:</b> Mercimek çorbası veya nohutlu - cevizli salata, yanında çavdar ekmeği ve ayran<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>İkindi:</b> Kuru erik veya yaban mersini<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Ara:</b> Kefir veya soya sütü<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Akşam yemeği:</b> Somon balığı ve bol yeşillikli salata (limonlu-z.yağlı) Yatmadan 1saat önce: 1 portakal, kivi.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>YORGUNLUĞA KARŞI ETKİLİ REÇETE</b><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Kalkış:</b> Ilık su ve kuru erik.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Sabah kahvaltısı:</b> Çavdar ekmeği yumurta ve portakal suyu.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Ara:</b> Kuru erik veya kuru üzüm. Ögle: 150 gr et, veya ızgara balık, bulgur.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>İkindi:</b> Taze sıkılmış nar suyu. Ara: Çavdar ekmeğine beyaz peynirli tost.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>Akşam yemeği:</b> 1 kase mercimek çorbası, ıspanak yemeği, limonlu salata. Yatmadan önce: 1 bardak süt veya az yağlı yoğurt.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><b>ŞİFA VE VİTAMİN DEPOSU</b><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Somon (182 kalori, 20 mcg selenyum, 310 mg potasyum).<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Fındık (650 kalori, 25 mg E vitamini, 2.2 mg çinko, 4.9 mg manganez).<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Muz (95 kalori, 11 mg C vitamini, 400 mg potasyum, 6 mg kalsiyum).<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Nohut (115 kalori, 1.55 mg E vitamini, 1,5 mg demir, 43 mg kalsiyum).<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Sarımsak (98 kalori, 0.38 mg B6 vitamini, 2 mcg selenyum, 620 mg potasyum).<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Patates (136 kalori, 14 mg C vitamini, 630 mg potasyum, 0.54 mg B vitamini).<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Kuru erik (140 kalori, 2,6 mg demir).</div></div>

Grip, Soğuk Algınlığı ve Baş Ağrısına Karşı Yenilmesi Gereken Yiyecekler

Gribe, soğuk algınlığına ve baş ağrısına kış boyunca teslim olmamak için... Beslenme ve Diyet Uzmanı Aylin Yılmaz, soğuk algınlığı ve gribal...

Devamı »

Kalp Krizinden Korunma Yolları

<br /><div class="haberOzet" id="ctl00_ortayer_haberOzet" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>İşte kalp krizi riskini azaltmanın yolları...</strong></div><div class="haberMetni" id="ctl00_ortayer_haberMetni" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Her kadın kalp hastalığı tehdidiyle yüzleşiyor. Fakat, belirtilerini bilerek, kalp dostu bir beslenme uygulayarak ve egzersiz yaparak, kendinizi bu hastalıktan koruyabilirsiniz.</div><div class="haberMetni" id="ctl00_ortayer_haberMetni" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Mayo Clinic'te yer alan habere göre, kalp hastalığı sıklıkla erkeklerin bir hastalığı gibi görünse de, her yıl erkeklerden daha fazla sayıda kadın kalp hastalığından hayatını kaybediyor. Kadınların erkeklere oranla kalp hastalığına 6 kat daha yatkın oldukları belirtiliyor. Kalp hastalığı daha çok 65 yaş ve üstündeki kadınları öldürüyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Kadınların bu hastalıkla savaşmalarındaki avantajı ise, kadınlarda kalp hastalığı belirtilerinin, erkeklerden daha farklı olması. Bu nedenler, kadınlar kalp hastalığının benzersiz belirtilerini anlamak için uğraşabilir ve kalp hastalığı riskini azaltabilirler.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong>Kadınlarda kalp krizi belirtileri nelerdir?</strong><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Erkeklerde kalp krizinin en yaygın belirtisi göğüste, bir çeşit ağrı, baskı ya da rahatsızlık hissidir. Fakat, bu kadınlarda en ciddi ya da göze çarpan belirti değildir. Kadınlarda, omuz, boyun, yukarı sırt bölümü ile karında rahatsızlık oluşuyor. Bunun yanında nefes darlığı, bulantı ya da kusma, terleme, baş dönmesi ile olağandışı yorgunluk görülüyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Bu işaretler ve belirtiler, göğüs ağrısından daha sinsidir. Eğer bu belirtiler sizde de görülüyorsa ya da kalp krizi geçirdiğinizi düşünüyorsanız, hemen acil servisi arayın. Tek başınıza gitmeye çalışmayın.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong>Kadınlar için risk faktörleri nedir?</strong><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Kadınları ve erkekleri etkileyen koroner damar hastalığı için geleneksel risk faktörleri yüksek kolesterol ve kan basıncı ile obezite olmasına rağmen, diğer faktörler kadınlarda kalp hastalığı gelişiminde biraz daha büyük rol oynuyor. Örneğin,</div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">- Metabolik sendrom (karın çevresinin erkeklerde 94 veya 102 cm'den fazla, kadınlarda ise 80 veya 88 cm'den fazla olması, trigliserid yüksekliği, HDL kolesterol düşüklüğü, kan şekeri yüksekliği ile kan basıncı yüksekliğinin bir arada görülmesine metabolik sendrom denir) kadınlarda erkeklerden daha büyük etki yapıyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">- Ruhsal stres ve depresyon kadınların kalbini erkeklerden daha fazla etkiliyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">- Menopozdan sonra düşük seviyedeki östrojen, ince kan damarlarında kardiyovasküler hastalık gelişimi için önemli bir risk faktörü oluşturuyor.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">- Sigara içmek, kadınlarda kalp hastalığı için daha büyük bir risk faktörüdür.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong>Sadece daha yaşlı kadınlar mı kalp hastalığı için endişelenmeli?</strong><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Hayır. Kalp hastalığı genelde 65 yaş ve üstü kadınlar için ölüme yol açarken, 25 ile 44 yaş arasındaki kadınlarda ölümlerin üçüncü nedeni ve 45-64 yaş arasındaki kadınlar için ise ikinci ölüm nedenidir. 65 yaşın altında olan, fakat ailesinde kalp hastalığı olanlar kalp hastalığı risk faktörlerine daha fazla dikkat etmeliler. Her yaştaki kadınlar kalp hastalığına yakalanabilir.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong>Depresyon kadınlarda kalp hastalığı için tek risk faktörü mü?</strong><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Depresyon kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görülüyor ve bu da kalp hastalığı riskini depresyona girmeyen kadınlarla karşılaştırdığınızda 2 ya da 3 kat artırıyor. Depresyon, sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturmanızı, önerilen tedaviyi takip etmenizi zorlaştırabilir. Bu nedenle, günlük işlere ilgisizlik, umutsuzluk ya da kilonuzdaki açıklanamayan değişiklikler gibi depresyon belirtileri varsa doktora gitmelisiniz.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong>Kadınlar kalp hastalığı riskini azaltmak için ne yapabilirler?</strong><o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Yaşam tarzınızdaki birkaç değişiklikle kalp hastalığı riskinizi azaltabilirsiniz. İşte onlardan bazıları:<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">- Haftanın birçok gününde yarım saat ya da 1 saat egzersiz yapın,<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">- Sağlıklı bir kiloda kalmaya çalışın,<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">- Sigarayı bırakın, içmiyorsanız başlamayın,</div></div>

Kalp Krizinden Korunma Yolları

İşte kalp krizi riskini azaltmanın yolları... Her kadın kalp hastalığı tehdidiyle yüzleşiyor. Fakat, belirtilerini bilerek, kalp dostu bir b...

Devamı »

Badem Nedir ve Badem Yağının Faydaları Nelerdir?

<br /><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Badem nedir ve badem faydaları nelerdir?</strong> Kalsiyum, fosfor, çinko, demir, magnezyum, potasyum, A, B, C ve E vitaminleri içeren badem sağlık dostu bir besindir. Tatlı badem ve acı badem olmak üzere iki çeşittir.<br /><br /><strong>Bademin Faydaları Nelerdir ?</strong></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><span id="contextual"><span style="color: black;">* Badem, bir Omega 3 kaynağı olarak; kalp ve damar dostudur.</span><br /><span style="color: black;">* Kan pıhtılaşmasını ve damar sertliğini önler. Tansiyonu düşürür, şeker hastalarında riski azaltır.</span><br /><span style="color: black;">* Adet döneminde kan şekeri düşüklüğünü engeller.</span><br /><span style="color: black;">* Bor bakımından zengindir; kemikleri güçlendirir.</span><br /><span style="color: black;">* İçindeki kalsiyum kolesterol düzeyini düşürür ve kemik erimesini önler.</span><br /><span style="color: black;">* İçerdiği magnezyum adet dönemi gerginlikleri ile adet öncesinde karında gaz, ruhsal durum değişiklikleri, baş ağrısı, şekerli ve tatlı besinlere istek, uykusuzluk, yorgunluk ve baş dönmesi gibi belirtilerin azalmasına yardımcı olur.</span><br /><span style="color: black;">* İçindeki yağlar kötü kolesterolü azaltmaktadır.</span><br /><span style="color: black;">* <b>Vücut</b> direncinin artmasında, yaraların iyileşmesinde, tat duyusunun oluşumunda çok faydalıdır.</span><br /><span style="color: black;">* Gebelik <b>için</b> çinko minerali içerir.<br /></span></span>Bedensel ve zihinsel yorgunluk için kullanılabilir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Cinsel güçsüzlüğe karşı yararlıdır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kolesterolü düşürücü etkisi badem yararlari arasındadır. Yağ veya tuzla işlenmemiş badem kalp sağlığını koruyucudur.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">İdrar yolları ve cinsel organlardaki iltihapları iyileştirici özelliktedir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kan şeker düzeyini düzenleyici etkisi bir diger badem faydası olarak belirtilebilir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kanser ve kalp krizi gibi hastalıklara karşı koruyucudur.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kuru ciltler için besleyicidir. Badem yağı cilt bakımı, saç ve tırnak bakımına yönelikte kullanılır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Strese iyi gelen yiyecekler arasındadır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Amerikada yapılan bir araştırmada bademin tokluk hissi vererek yemek yeme istegini azaltığı tespit edilmiştir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kaliforniya Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre bademin içinde Alzheimer için kullanılan ilaçların içerdiği maddelere benzeyen maddelerin yer aldığı tespit edilmiştir. Düzenli badem tüketenlerin beyin hücrelerinin daha geç yaşlanacağı belirtilmiştir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Acı badem  öksürüğü kesici etkide olmasına rağmen fazla dozda alındığında zehirlenmeye neden olabilir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Tatlı Badem Yağının Faydaları</strong></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Badem yağı kullanımı : Haricen tatlı badem yağı cildi yeniler ve cildin nemini korur, saçları besler. Badem tohumlarının soğuk preslenmesiyle elde edilir. Oleik asit ve linoleik asit açısından zengindir. Açıldıktan sonra buzdolabında saklanmalıdır.<br /><br /><span id="contextual"><b><span style="font-size: small;">İştahın bir numaralı düşmanı Badem</span></b><br /><br />İştahınla baş edemiyor musun? Ya da kan şekerin sürekli düştüğü için bir türlü diyet yapamıyor musun? O halde oldukça besleyici olan yemişlerden bademe bir göz atalım.<br /><br /><b>Süper güçleri:</b><br />Kas yapımı sağlar, iştahla savaşır.<br /><br /><b>Düşmanları:</b><br />Obezite, kalp rahatsızlıkları, kas kaybı, kırışıklıklar, kanser, yüksek kan basıncı.<br /><br /><b>Gizli silahları:</b><br />Protein, tekli doymamış yağ, E Vitamini, magnezyum, fosfor.<br /><br /><b>Nasıl tüketmeli?</b><br />* Doyurucu ve lezzetli bir aperatif için, fırın tepsisine, pişirme spreyi sık ve bir avuç badem ekle. 200° ısıtılmış fırında beş, 10 <adklik id="adklik4">dakika</adklik> pişir. Fırından al ve esmer şekerle birlikte tarçın serp. Tuzlu olsun istiyorsan kırmızıbiber ve kekik ile karıştır. Bir avuç mısır gevreği, sade yoğurt veya donmuş yoğurda ekle.<br />* Salatanın çıtır çıtır olması için doğranmış bademleri doğranmış lahana ve biraz pirinç sirkesi ile karıştır.<br />* Tavuk veya balığı, ekmek kırıntıları yerine ezilmiş bademlerle kapla.<br /><br /><b>Bademin faydaları</b><br />Tatlı badem tohumlarında az miktarda protein, demir ve kalsiyumla birlikte yüksek oranda yağ bulunur.<br /><br />Acı badem ağız yoluyla alındığında göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici etkisi olmakla birlikte yüksek dozda alındığında zehirlenme etkisi yaratır.<br /><br />Ülkemizde kabukları soyulup taze olarak ya da kavrularak yenilmesinin yanı sıra, pasta, şekerleme ve tatlılarda yaygın olarak kullanılır. İçi bademli nikâh şekerleri yaptırmak ve şık ambalajlar içerisinde davetlilere dağıtmak da, özellikle yaygın bir gelenektir. Bademin vücudumuza etkileri şu şekildedir<br /><br />* Sinirleri güçlendirir.<br />* Göğüs hastalıklarını, beden ve zihin yorgunluğunu giderir.<br />* Hamilelerin sütünü artırır ve bebeklerin gelişimine yardımcı olur.<br />* Böbrek, idrar yolları ve cinsel organlardaki iltihapları iyileştirir.<br />* Badem yağı ise hazımsızlığa iyi gelir.<br />* Yumuşatıcı, balgam söktürücü, sakinleştirici özellikleri olan badem de <adklik id="adklik5">ev</adklik> eczanemizin vazgeçilmezlerindendir.<br /><br /><b>Burun kuruluğunun tedavisinde badem yağı</b><br />Çocuklarınız veya siz bu rahatsızlıktan kurtulmak için günde iki /üç kere bir/iki damla badem yağını burunlarınıza damlatarak bu problemden kurtulabilirsiniz.<br /><br />* Badem yağı ayrıca müsil olarak da kullanılır.<br />* Sık sık dudaklarının çatlamasından rahatsız olanlar da gün içinde bir iki damla badem yağı kullanmalıdırlar.<br />* Kolestrolü düşürür. Kalp krizi riskini %50 azaltır.<br />* Her gün 42 gr badem, fındık yediğimizde kalp hastalığı riski azalmaktadır.<br />* Kan şekeri düzeyini ayarlar; kansere yakalanma riskini azaltır.<br />* Cinsel güçsüzlüğe karşı etkilidir.<br />* Bedenin ve zihnin yorgunluğunu giderir. Böbrek, mesane ve üreme yollarındaki iltihapları yok eder. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.</span></div>

Badem Nedir ve Badem Yağının Faydaları Nelerdir?

Badem nedir ve badem faydaları nelerdir?  Kalsiyum, fosfor, çinko, demir, magnezyum, potasyum, A, B, C ve E vitaminleri içeren badem sağlık ...

Devamı »

Sarımsak Nedir? Sarımsağın Faydaları Nelerdir?

<br /><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Sarımsak</strong>; vücudumuzu, kanser dahil, bütün yabancı saldırılardan korumada vazifelendirilmiş, bağışıklık sisteminin de güçlenmesine destek olan bileşiklerle donatılmıştır. Yapılan son çalışmalar sarımsak özünün kanserin gelişmesinin baskılanmasında rol aldığını ortaya koymaktadır. Meselâ sarımsak özütünün, doza bağlı olarak farelerde sarkom (yumuşak doku tümörü) hücrelerinin gelişmesini ve sarkom hücre metastazını inhibe ettiği (durdurduğu) gösterilmiştir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Sarımsakta bulunan ajoenin, lösemili (kan kanseri) hastalarda, kanserli hücrelerin ölümünü uyardığı ve hızlandırdığı ortaya konulmuştur. Sarımsağın akyuvarlarda sitokin üretimini baskıladığına ve iltihabî kemik hastalıklarında tedavi edici olarak kullanılabileceğine dâir çalışmalar vardır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Sarımsak, lifli bir ürün olduğundan kanseri tetikleyici nitrozamin gibi N-nitrozo bileşiklerinin oluşumunu azaltıcı rol oynar. Sarımsağın, yemek borusu, mesane, mide ve bağırsak kanserini önleyici tesirleri olduğuna dâir araştırmalar vardır. Bir çalışmada fazla sarımsak yemenin, bağırsak kanserine yakalanma riskini % 35 düşürdüğü bulunmuştur. Dünyada sarımsağın en fazla tüketildiği ülke Bulgaristan’dır. Bu ülkede kanser ve damar sertliğinden ölenlerin sayısı, Avrupa’ya nazaran 6-7; ABD’ye nazaran 10 misli daha düşüktür.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">İsveç hükümeti çocuk felcine karşı koruyucu özelliği olduğu için, okula giden çocuklara yıllardır sarımsak yedirme gayreti içindedir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Sarımsak Nasıl Kullanılır?</strong><br />Sarımsak çiğ olarak ve yemeklerde kullanılır. Saç derisini sürülürse saçları kuvvetlendirir ve dökülmesini önler. Zehirli hayvan ısırıklarında da kullanılır. Sarımsaktan elde edilen yağ adale ağrılarını ve kemiklerdeki sancıları gidermekte etkilidir. Ayrıca cilde parlaklık verir.<br /><br /><strong>Sarımsağın Sağlığımıza Yararları</strong></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Sarımsağın besin değeri ihmal edilecek değerde olmasına karşın, sağlığımıza yararlı etkileri çok fazladır. Şöyle ki;</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Sarmısak, bedenin bağışıklık sistemini uyarır, yani antibiyotiklere benzer etkiler yaparak bedendeki enfeksiyonlara karşı savaşır: Bu bağlamda nezle, soğuk algınlığı, uçuk; mide, bağırsak ve mantar iltihapları, Arpacık gibi bakteri, virüs ve mantarların oluşturduğu enfeksiyonlar sayılabilir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Kandaki kolesterol düzeyini düşürür: Yapılan araştırmalar, Günde iki diş sarımsak yiyen kişilerin kolesterol düzeyinde, kısa dönemde %10′luk düşüşlerin gerçekleştiğini ortaya koymuştur.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Sarmısak, kanı sulandırır ve kan dolaşımını hızlandırır: Bu sayede sarmısak, kalp krizi ya da felç geçirmeye neden olabilecek damar tıkanıklıklarını önler.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Yüksek tansiyonu düşürür: Araştırmalar, makul düzeyde sarmısak alımının bile bu etkiyi sağladığını göstermektedir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Sarmısak, kan sekerinin düzeyini düşürür: Bu sayede bazı şeker hastalarına sarmısak yemenin iyi geldiği yapılan bilimsel araştırmalarla saptanmıştır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Bedenin kansere yakalanma rizikosunu azaltır. Yapılan araştırmalarda sarmısak tüketen kişilerde, özellikle Mide Kanserine yakalanma tehlikesinin azaldığı belirlenmiştir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Sarmısak kronik bronşiti önler, etkisini azaltır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Balgam, idrar, safra ve Gaz söktürücüdür.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•İştahı açar ve sindirimi kolaylaştırır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">•Sarmısağın, afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkileri bulunduğu, Doğu ve Batı kültürlerinde savunulmaktadır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Sağlığımıza yararlı bu etkilerinden faydalanmak için, sarımsağın diyetimize katılması ve günde iki diş sarmısak yenmesi gerekir. Daha fazla tüketilmesi sarımsağın yararını artırmaz. Ayrıca sarımsağın yüksek sıcaklıklarda pişirilmesi sağlığa yararlı etkilerini azaltmaktadır. Kokusundan şikâyetçi olanlar için piyasada sarmısak kapsüllerinin satılmakta olduğunu da anımsatırız.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Sarımsak veya sarmısak (Allium sativum L.), 25-30 cm yükseklikte, yeşilimsi beyaz veya pembe çiçekli, otsu bir kültür bitkisidir. Nadir olarak tohum bağlar. Bu nedenle soğancıkları (diş) ile üretilir. Ülkemizde “Beyaz sarımsak” ve “Siyah sarımsak” olmak üzere 2 çeşit yetiştirilmektedir. Vatanının orta Asya stepleri olduğu sanılmaktadır. Beyaz veya pembemsi renkli, az adette soğancıkdan (diş) meydana gelir. Dişlerin hepsi bir arada bir kabuk tarafından sarılmışlardır. Çok kuvvetli ve keskin bir kokusu ve yakıcı bir lezzeti vardır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Bileşim</strong>: Karbonhidratlar (sakkaroz, glikoz), vitaminler (A, B, C ve E) ve eterli uçucu yağ (alliin, allicin, ajoen) , scordein, selen ile dişilik ve erkeklik hormonlarına benzer Maddeler taşımaktadır. Bu uçucu yağda özellikle allil disülfür bulunmaktadır. Bu bileşik kükürtlü bir amin•asit olan alliin’in alliinaz isimli ferment etkisi ile parçalanarak allicin’i vermesi, allicin’in de, Su buharı veya su karşısında, allil disülfür’e dönüşmesi sonucu meydana gelir. Sarımsağa özel koku ve lezzeti veren taşıdığı kükürtlü uçucu yağdır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Etki ve Kullanılış</strong>: Eski çağlardan beri bilinen ve kullanılan bir drog’dur. Orta çağda özellikle salgın hastalıklar (kolera, veba gibi) ile mücadelede kullanılmıştır. Antiseptik, idrar artırıcı, safra salgılarını artırıcı, solucan düşürücü (özellikle askarit ve oksiyürlere karşı), iştah açıcı, tansiyon (kan basıncı) ve kolesterol düşürücü, kanı sulandırıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkilere sahiptir. Antiseptik (mikrop öldürücü) etki taşıdığı allicin’den ileri gelmektedir. Antiseptik ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi; tarihçi Herodot’a göre eski Mısırlılar tarafından da bilinmekteydi. Çünkü Mısırlılar piramitlerin yapımında çalıştırdıkları işçilere her öğün sarımsak, soğan ve turp yediriyorlardı. II. Dünya savaşı sırasında, yaralandıkları zaman yaralarının mikrop kapmasını önlemek için, ezerek yaranın üzerine konmak üzere Rus askerlerine sarımsak verilmiştir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Eğer yendikten sonra rahatsız edici bir koku oluşturmasaydı, kuşkusuz çok daha yaygın biçimde tüketilirdi. Ama onun değerli gücünden yararlanabilmek için büyük miktarlarda tüketmek gerekmez . Beklenen etki, Gün boyunca 3-4 diş sarımsak yenerek sağlanabilir. Ayrıca koku problemi olmayan sarımsak tabletleri ve tentürü de aynı işi rahatlıkla görebilir. Önemli olan, aşırıya kaçmamak şartıyla kullanımdaki sürekliliktir. Kronik bronşit, sindirim problemleri, romatizma, kas ve organ ağrıları ve yüksek kan Basıncı (yüksek tansiyon) öncelikli kullanım alanlarıdır. Ama erken yaşlanmaya karşı uygulanan bir tentür kürü de çok olumlu sonuçlar verir. En azından 5-6 Ay sürecek olan bu kür sırasında, sabah ve öğlen saatlerinde 10-15 damla D6 inceltisi, yarım yemek kaşığı ılık suya eklenerek alınır. Böylece kişi ileri yaşlara kadar Sağlıklı ve hareketli kalabilir. Et yemeyi seven, fazla kilolu, gaz şişkinliği çeken yaşlı kişileri hızlı çöküntülerden korumak için de, uzunca bir süre, sabah ve öğlen saatlerinde 10-15 damla D3 inceltisini yarım yemek kaşığı ılık suya ekleyerek kullanmaları önerilir. Sarımsağın, mide ve bağırsakları güçlendirici, mikropları ve virüsleri yok edici etkisi oldukça önemlidir. Öncelikle bacak, göz arkası ve beyin damarları olmak üzere, tüm damarları genişleterek, daha iyi beslenmelerini ve böylece, hızlı yaşlanmamalarını sağlar. Aynı zamanda tüksek kan basıncını (hiper tansiyon) başarıyla düşürebilir, kolesterol düzeyini normalleştirir ve damar iltihabı (tromboz-tromboflebit ) oluşumunu önler. Sarımsak, organizmayı ve bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Kullanım Biçimleri:</strong></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kurt veya solucan düşürücü olarak, kabuğu soyulmuş olan bir sarımsak dişi bir Ekmek kabuğu parçasına kuvvetle sürülür ve çıkan esansı emmiş olan ekmek parçası yenilir. Aynı amaç için sarımsak şurubu da kullanılmaktadır. 100 gr parçalanmış sarımsak, 200 gr su ve 200 gr şeker ile 1 gün bekletildikten sonra iyice karıştırılıp süzülür. Elde edilen şuruptan günde 2-3 yemek kaşığı içilir. Haricen yara iyi edici olarak, taze sarımsak lapa halinde yara üzerine konur. Aynı amaç için sarımsak usaresi de kullanılabilir. Usare hazırlamak için bir miktar sarımsak havanda ezilir, sıkılarak alınan usarenin 1 gr miktarı 10 gr su ile sulandırılır ve bu karışımın içine, usarenin bozulmasını önlemek için, 10 damla kadar etil Alkol konur. Bu usare haricen bilhassa saç hastalıklarının (saçkıran vs.) tedavisinde saçlı deri kısmına sürülür. Tansiyon düşürücü olarak 10 gr sarımsak başı ezilir, üzerine 10 gr etil alkol konur, karışım 1 gün bekletildikten sonra ince bir bez veya süzgeçle süzülür. Elde edilen özsudan günde 3 defa 15-30 damla alınır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Sarımsak Sütü:</strong> 2-3 diş sarımsak ezilir veya ince kıyılır, 1 su bardağı soğuk süte eklenir ve hafif ısıda kaynama derecesine kadar ısıtılır, üstü kapalı olarak 10 Dakika demlendikten sonra süzülür. İhtiyaç duyulduğunda 1 bardak taze demlenmiş sarımsak sütü soğutulmadan içilir.</div>

Sarımsak Nedir? Sarımsağın Faydaları Nelerdir?

Sarımsak ; vücudumuzu, kanser dahil, bütün yabancı saldırılardan korumada vazifelendirilmiş, bağışıklık sisteminin de güçlenmesine destek ol...

Devamı »

Kansere İyi Gelen Bitkiler

<br /><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kanser, çağımızın en korkutucu hastalıklarından biri. Aynı zamanda, bilim adamlarının üzerinde en çok araştırma yaptığı konuların başında geliyor. Bu hastalığın tedavisiyle ilgili ‘yeni bir yaklaşım’ her zaman önemseniyor.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kanser tedavisinde alışılmış yöntemlerin dışındaki bilimsel alternatiflere ilgi her geçen gün artıyor. İşte modern tıbbın son yıllarda dikkate almak zorunda kaldığı gerçeklerden biri; ‘bitkilerin kanser tedavisindeki gücü’… Özetle, günümüzde kanser hastaları, ‘ameliyat-kemoterapi-radyoterapi’ üçlüsünün dışında güvenebilecekleri ve fayda sağlayabilecekleri tamamlayıcı tedavi yöntemlerine sahip.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br />Ege Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Canfeza Sezgin, uzun yıllardır kanser hastalarının tedavisi ile ilgileniyor. 10 yılı aşkın zamandır yaptığı araştırmalar ve gözlemler sonucunda vardığı sonuç şu: Bitkiler ve diğer tamamlayıcı yöntemler kanser tedavisinde etkili ve faydalı.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Sezgin’in alternatif arayan kanser hastaları için hazırladığı “Hangi Kansere Hangi Bitki?” kitabı Hayy Kitap’tan çıktı. Kitap, en güncel bilimsel kaynaklardan elde edilmiş en yeni bilgileri içeren, bugünkü en kapsamlı çalışma. Kitapta, şu soruların cevapları veriliyor; Hangi bitki hangi kanserden koruyor, hangisini tedavi ediyor? Kanser hücrelerini öldüren 79 bitki hangileri? Bitkilerin içinde gizlenen kanser düşmanı etkin maddeler neler? Kimler hangi bitkileri kullanmalı, hangilerini kesinlikle kullanmamalı? Vitamin, mineral ve hormon takviyeleri, akıl-vücut teknikleri, psikolojik destek ve elektromanyetik tedavi gibi tamamlayıcı yöntemler nasıl kullanılmalı? Duanın gücü niçin azımsanmamalı?</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Brokoli</strong>İdrar yolları ve idrar torbası, kalınbağırsak ve meme kanserine faydalıdır. Ayrıca kalınbağırsak, idrar yolları ve idrar torbası kanserlerine karşı koruyucudur. Brokoli, son yılların en gözde besinlerinden birisi. Taze veya dondurulmuş gıda halinde bekletilmeden tüketilmelidir, böylelikle besin değerini kaybetmez. Çiğ olarak veya buharda pişirilerek tüketilmelidir. Çiğ brokolinin tadı biraz acıdır. Acılığı, anti-kanser özellik taşıyan maddelerden kaynaklanır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Sarı kantaron</strong>Akciğer, beyin, idrar yolları ve idrar torbası, karaciğer, lösemi, meme, mide, rahim ağzı ve yumurtalık kanserlerine faydalıdır. Depresyon ve iltihabi hastalıkların tedavisinde etkili olduğu gösterilmiş geleneksel tedavilerin başında gelir. Ayrıca, yorgunluk, uykusuzluk, ağrı, çocuklardaki gece idrar kaçırmalarında ve yara yerlerinin iyileşmesi için de kullanılmaktadır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Zencefil</strong>Akciğer, kalınbağırsak, karaciğer, lenfoma, lösemi, malign melanom, meme, mide, pankreas ve yumurtalık kanserlerine faydalıdır. Zencefilin en sık görülen yan etkileri mide yanması ve dermatittir. Aşırı miktarlarda alınırsa merkezi sinir sistemini baskılayabilir ve kalpte ritim bozukluğuna neden olabilir. Pıhtılaşmayı azaltan ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır, kanamaya neden olabilir. Tansiyon düşürücü ilaçlarla kan şekerini azaltan ilaçların etkisini artırabilir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Biberiye</strong>Akciğer, cilt, kalın bağırsak, lösemi ve meme kanserine faydalıdır. Ayrıca kansere karşı koruyucudur. Kanser gelişiminin önlenmesinde yararlı olduğu gösterilmiş bitkilerin başında gelir. Sıklıkla çay olarak kullanılabilir. Bir çay kaşığı kurutulmuş yaprak, 1 fincan kaynamış suda 15 dakika demlenerek tüketilir. Kapsül olarak da günde 2-3 defa 400 mg alınması yeterlidir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Nar</strong>Baş-boyun, kalınbağırsak, lösemi, meme ve prostat kanserlerine faydalıdır. Ayrıca kansere karşı koruyucudur. Nar, binlerce yıldır kullanılan bitkisel ürünlerin başında gelmektedir. Günde 50 mililitre nar suyunun uzun süreli kullanılması ile yarar elde edilmektedir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Çörekotu</strong>Akciğer, baş-boyun, kalınbağırsak, karaciğer, karın zarı, lösemi, lenfoma, meme, pankreas, prostat ve yumuşak doku kanserlerine faydalıdır. Tansiyon düşürücü ve kan şekerini düşürücü etkilerinin olması nedeni ile şeker ve tansiyon düşürücü ilaçların etkisini artırabilir. Bölgesel uygulamalarda alerjik reaksiyon oluşabilir.</div>

Kansere İyi Gelen Bitkiler

Kanser, çağımızın en korkutucu hastalıklarından biri. Aynı zamanda, bilim adamlarının üzerinde en çok araştırma yaptığı konuların başında ge...

Devamı »

Selülitten kurtulmanın yolları

<br /><div class="haberOzet" id="ctl00_ortayer_haberOzet" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Kadınların korkulası rüyası selülitten bunları yapark kurtulabilirsiniz...</strong></div><div class="haberMetni" id="ctl00_ortayer_haberMetni" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kadınların en büyük korkularından biri kilo artışıyla veya yaşla birlikte oluşan selülitlerdir. Erkek ve kadın vücudu yapısal olarak farklıdır ve kadınların gebelik ve emziklilik dönemine hazırlık olması için yağ dokuları daha fazladır. Bu dönemlerde de bebek için vücutta daha fazla yağ depolanır. Yani kadınların daha yağlı bir vücuda sahip olmaları doğal olan bir zorunluluktur. Bunun yanında menapozla birlikte kilo problemleri ve vücudun yağ dokusu artmaya başlar.</div><div class="haberMetni" id="ctl00_ortayer_haberMetni" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /><o:p></o:p><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong sitil="mso-bidi-font-weight: normal">Selülit için doğru beslenme şart<o:p></o:p></strong></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Her kadında kilosuna bakılmaksızın selülit oluşabilir. Bunun nedenleri arasında genetik yapı en önemli faktördür. Yani annenizi göz önünde bulundurmalı, sizin vücudunuzda oluşacak her değişimde onun da payı olduğunu düşünmelisiniz. Genetik dışında beslenme şekliniz ve fiziksel aktiviteniz de vücut yağınızı etkileyen faktörler. Eğer hareketsiz bir yaşam sürüyorsanız hem kilo probleminiz olabilir hem de selülit.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Beslenme şeklinizde yağlı yiyecekler ağırlıktaysa, su tüketimiz azsa yeterli meyve sebze tüketmiyorsanız selülitlerin baş göstermesi muhtemeldir. Dengeli bir beslenme planında bol sebze ve meyve olmalıdır. Yiyecekleri kızartmadan, çikolata, gofret, cips gibi yağlı besinleri çok az miktarlarda tüketerek yağ alımınızı ez alt seviyelerde tutmalısınız. Selülit vücut dokularında yağın artması suyun azalmasıyla oluşmaktadır. Bu nedenle günlük su tüketiminizi arttırmalısınız. Her gün en az 2-2.5 lt su içmeye özen gösterin.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong sitil="mso-bidi-font-weight: normal">Önemli !!<o:p></o:p></strong></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Selülit için yapmanız gerekenler sadece 1-2 haftalık sıkı bir diyet programı değildir, ya diyeti bıraktığınızda ne olacak? Maalesef bir ‘DİYET’ değil her zaman dikkat edeceğiniz yeme alışkanlıkları ve spor şekli oluşturmalısınız.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Bol su için<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Lifli gıdalar tüketin ( meyve, sebze, posalı ekmek ve kurubaklagiller)<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Aşırı tuzdan kaçının<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçının<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Sigara ve alkolü bırakın veya azaltın<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Spor yapın<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong sitil="mso-bidi-font-weight: normal">Selülit için kremler işe yarar mı?<o:p></o:p></strong></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Bu tarz kremler geçici olarak işe yarabilir ama yukarıda bahsettiğim önlemleri almazsanız sadece kremler işe yaramaz. Yağ dokusunu azalttığınız zaman selülitler de büyük oranda azalır. Yağ dokusunu azaltabilmek ve kalıcı etki sağlayabilmek için beslenme ve düzenli spor şart. Dışarıdan yüzeysel uygulanan krem ve masajın etkisi kan dolaşımı için faydalıdır. Ama hepsi birlikte olduğu zaman daha iyi sonuç alınır. Şunu da unutmamak lazım selülitleri tamamen yok edemezsiniz ama azaltabilirsiniz.<o:p></o:p></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><br /></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;"><strong sitil="mso-bidi-font-weight: normal">Termal kıyafetler,eşofmanlar veya sauna kilo vermede işe yarar mı?<o:p></o:p></strong></div><div class="MsoNormal" style="font-size: 8pt;">Bu kıyafetler ya da vücutta terlemeye neden olacak her uygulama yanıldığınız geçici bir kilo kaybıdır. Kilo kaybından çok vücudun su kaybetmesidir. Daha önceki konularda da bahsettiğim gibi su kaybı değil yağ kaybetmek önemlidir. Gerçek kilo kaybı ancak bu şekilde olur. Sauna veya hamamda vücuttan terle birlikte toksinleri atmak faydalıdır ama kaybedilen suyu yerine koymak, sauna sonrasında bol su içmek gerekir. Burada verdiğiniz kilo sizi sevindirmesin çünkü bir yemek sonrasında bile bu kiloyu geri alırsınız.</div></div>

Selülitten kurtulmanın yolları

Kadınların korkulası rüyası selülitten bunları yapark kurtulabilirsiniz... Kadınların en büyük korkularından biri kilo artışıyla veya yaşla ...

Devamı »

MLS Yöntemi (Morfo Lipo Sculpture) Nedir? Kilo Sorununa Kesin Çözüm

<br /><div class="haberOzet" id="ctl00_ortayer_haberOzet" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">MLS yöntemi 1 ayda kalıcı olarak kilo vermenizi sağlıyor. Ağrı, acı ve ameliyatsız üstelik Liposuction gibi vücutta dalgalanma da yapmıyor.</div><div class="haberOzet" id="ctl00_ortayer_haberOzet" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div class="haberMetni" id="ctl00_ortayer_haberMetni" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Obezite sorunu çığ gibi büyüyor. İmkanı olanlar için zayıflamak sorun olmuyor ancak kalıcı zayıflığı yakalamak her zaman mümkün olmuyor. Tabii çare de tükenmiyor... Göztepe Medikal Park Hastanesi'nin içinde Medikal Estetik Hekim Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu Koordinatörlüğü’nde açılan Viva La Vida Sağlıklı Yaşam Kliniği'nde başarıyla uygulanan MLS tedavisinin benzer diğer yöntemlerden başlıca farkı; analizin bilimsel bir şekilde yapılması ve hastanın tedaviye ihtiyaç duyup duymadığının, duyuyor ise tedavi protokolünün "MLS Analiz Sistemi" ile hazırlanması. Medikal Estetik Hekim Dr. Gökalp Müstecaplıoğlu ile bedensel incelme ve sellülit sorunlarından kalıcı olarak kurtulmada en yeni ve gelişmiş yöntemlerden olan MLS tedavisini konuştuk:</div><div class="haberMetni" id="ctl00_ortayer_haberMetni" style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /><div style="font-size: 8pt;"><strong>MLS yöntemi kısaca nasıl tanımlanır?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">MLS muayenehane ortamında, liposuction gibi sonuçlar veren, kalıcı ve hızlı bir şekilde istenmeyen yağlardan kurtulmamızı sağlayan tedavi yöntemidir. nLiposuction’a alternatif midir? Hayır. Liposuction, bütün risklerine rağmen, genel anestezi altında, bir seferde çok fazla yağın vakumla aspire edilerek ortamdan çıkarılması olayıdır. Bir ameliyattır. Hastane ortamı gerektirir, ağrılar söz konusudur ve öncesi, sonrası bakımlar gibi bir dizi işleme gerek duyar. Oysa MLS tam tersidir. Muayenehane ortamında, genel anesteziye gerek duymadan özellikle ağrısız, dikişsiz, yan etkisiz, konforlu bir çalışmadır.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Nerelere uygulanabiliyor?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">MLS siteminin bir üstünlüğü de burada. Karın, basen, kalçalar, bacak içleri gibi yaygın yağ tutulumu olan yerlerin yanı sıra, özellikle sellülit tedavisinde çok başarılı. Ayrıca, diz etrafında ve ayak bileği etrafında görülen yağ birikimlerinde liposuction yapmak zor ve riskli iken, bu metotla sonuç almak oldukça kolay. Diğer taraftan, kollarda sarkma yapan yağ dokularından ve gıdıdaki yağlardan bir seansta kurtulmak mümkün.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Yağlar nasıl eriyor?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">Hipoosmolor sıvı verildiğinde, yağ hücrelerinin çeperleri zayıflayarak, yağ hücrelerinde erime başlıyor. Eriyen ve vasfını kaybetmiş yağ hücreleri bu sıvıya karışıyor. Aynı zamanda ultrasound ise, bu yağ hücrelerini denatüre ederek, onların yeniden yağ tutma özelliklerini bozuyor ve böylece, orada hızlı bir yağ erimesi sağlanırken aynı anda, yağ hücre yitimi olduğundan kalıcı ve geri dönüşsüz yağ atılımı sağlanmış oluyor.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Bu bir kez mi uygulanıyor?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">Hayır. Analiz cihazının, her kişiye ve hedef yağ dokusuna göre düzenlediği bir tedavi prosedürü oluyor. Bu iş yağın yeri ve miktarına göre 2 veya 3 kez, bazen de 4 kez yapılıyor.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Uygulama aralıkları nasıl?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">Genellikle 10 gün veya 15 gün arayla yapılıyor işlemler. Böyle olunca tedavi toplam ortalama 1 ay sürüyor.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong> O bölgede yeniden yağlanma oluyor mu?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">Hayır, bu işlem yapılmış bölgede beş yıl süreyle, yeniden yağlanma görülmüyor.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Ağrı uygulama sırasında olmuyor. Ya sonra oluyor mu?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">Hayır daha sonra da ağrı olmuyor.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Peki sonuçlar ne zamandan itibaren alınmaya başlıyor?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">Sonuçlar ilk seanstan itibaren alınmaya başlıyor. Her seansta giderek verimlilik artıyor. Tedavinin önerilen şeklini sonuna kadar yaparsak, kalıcılık ve verimlilik o kadar fazla oluyor.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Nasıl bir işlemdir?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">MLS, bir dizi işlemlerin bütünleşmiş adıdır. Biz MLS uygulamasında birbirini takip eden, 2 veya 3 türlü tedavi yapıyoruz. Sistem 3 adımda ilerliyor.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Nedir bu 3 adım?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">Birincisi MLS'in özel bir parçası olan analiz sistemi ile hedef yağ dokusunun özellikleri, boyutları ölçülüyor. Analiz sonucunda, hedef yağ dokusunun hangi formülle, kaç defa, nasıl bir tedaviye ihtiyacı olduğu belirleniyor. Bunun sonucunda, formüle göre hazırlanmış serum karışımları, lokal anestezik ilaçla karıştırılıyor. Başkaca hiçbir yabancı madde veya katkı maddesi konmuyor. Bu sıvı hedef yağ dokusu içine lokal anestezik madde eşliğinde ağrısız bir şekilde enjekte ediliyor. Bu içine sıvı yedirilmiş dokunun üstüne, dışarıdan Ultrasound dediğimiz ses titreşimleri veren petler ile ultrasound uygulanıyor. Yağlar eritiliyor. Ve son olarak; manyetoterapi ve infraruj battaniyesi ile o bölge sıkılaşarak, düzleşiyor ve MLS drenaj ile lenf yolları açılıp bu eritilmiş yağların vücuttan atılması sağlanmış oluyor.</div><div style="font-size: 8pt;"><br /></div><div style="font-size: 8pt;"><strong>Diğer metodlara göre üstünlüğü nedir?</strong></div><div style="font-size: 8pt;">Yöntem liposuctiona karşı bir sistem değil, tam tersine liposuction gereksinmesine yardımcı bir sistem. Yağlarından kalıcı ve bir an önce kurtulmak isteyen hastaların, risklerinden dolayı sadece yüzde 9'u liposuctiona evet diyor, geri kalan yüzde 90'lık gibi bir bölüm haklı sebeplerden korkuyor veya çekiniyor. İşte bu hastalara yardım etmek adına plastik cerrahların elinde artık MLS var. Bu yöntemle, emboli riski olmadan, hastaneye yatmadan, sonrasında uzun süre bakım ve korse takmak zorunda kalmadan, ameliyat sonrası ağrı şikayetleri olmadan iş ve gücünden geri durmadan yağlarından kurtulabilir. Liposuctionda sık görülen doku dalgalanmaları ve sarkmaları MLS uygulamalarında görülmüyor. Hatta plastik cerrahlar bir yandan liposuction yaparken diğer yandan, ameliyat sonrası oluşan doku dalgalanmalarını MLS sayesinde düzleyebiliyorlar.</div></div>

MLS Yöntemi (Morfo Lipo Sculpture) Nedir? Kilo Sorununa Kesin Çözüm

MLS yöntemi 1 ayda kalıcı olarak kilo vermenizi sağlıyor. Ağrı, acı ve ameliyatsız üstelik Liposuction gibi vücutta dalgalanma da yapmıyor. ...

Devamı »

Zeytin ve Zeytinyağının Faydaları Nelerdir?

<br /><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Zeytin ve Zeytinyağı</strong>: Besleyici değeri çok yüksek bir besindir. Zeytinde bol miktarda protein, yağ, A, C, E vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, kükürt, klor, magnezyum mineralleri vardır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /><strong>Zeytinin ve Zeytinyağının Faydaları</strong>: İştah açar. Mideyi kuvvetlendirir. Bağırsakları yumuşatır ve kabızlığı giderir. Enerji verir. Karaciğer ve baş ağrısını giderir. Yüksek tansiyonu düşürür. Zeytinyağı kalp ve damar sağlığı için çok faydalıdır. Damarları açar. Karaciğerin düzenli çalışmasına yardım eder. Sarılığa iyi gelir. Bağırsak solucanlarını düşürür. Böbreklerde kum ve taş oluşumunu engeller. Kan şekerini düşürdüğü için şeker hastalarına faydalıdır. Cinsel gücü arttırır. Zeytinyağı tok tutar. Hücrelerin yenilenmesini sağlar ve yaşlanmayı geciktirir. Cildi besler ve güzelleştirir. Hücreleri yenileyerek yaşlanmanın etkilerini geciktirir. Bebek ve çocuk gelişimini destekler. Beynin ve kemiklerin gelişip güçlenmesini sağlar.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /><strong>Zeytin, Zeytinyağı ve yaprağı nasıl kullanılır?</strong> Zeytinin meyvesi, zeytinin sıkılmasıyla elde edilen zeytinyağı dışında zeytin ağacının kurutulmuş yaprakları ve kabukları da kullanılır. Zeytinin yaprakları kaynatılarak elde edilen zeytin yaprağı çayı ile gargara yapılırsa diş ağrılarını hafifletir ve diş etlerini kuvvetlendirir. Zeytinyağı yemeklerden önce içilirse mide ülserine karşı korur. İdrar yollarını kayganlaştıran zeytinyağı lifli gıdalarla birlikte tüketilirse basur şikâyetlerini azaltır. Cildi besler, güzelleştirir ve kırışıklıkları azaltır. Zeytinyağı ile gargara yapılırsa dişleri beyazlatır ve dişetlerini güçlendirir. Yanık ve deri hastalıkları ile rahim iltihaplarına sürülürse faydası görülür.</div>

Zeytin ve Zeytinyağının Faydaları Nelerdir?

Zeytin ve Zeytinyağı : Besleyici değeri çok yüksek bir besindir. Zeytinde bol miktarda protein, yağ, A, C, E vitaminleri ile kalsiyum, fosfo...

Devamı »

Üzümün Faydaları Nelerdir?

<br /><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm, Potasyum, kalsiyum, demir bakımından zengindir. Ayrcıca A, B1, B2, ve C vitamini de içerir. İçeriğindeki yüksek orandaki şeker nedeniyle kalori değeri fazladır.<br /><br /><strong>Üzüm Yararları Nelerdir ?</strong></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Antioksidan etkisi olan, kötü kolesterolü azaltan ve damar sertliğine karşı yararlı olan reservatrol taze beyaz üzümün kabuklarında yüksek oranda bulunur.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kronik yorgunluğa karşı haftada birkaç kez tüketilecek bir bardak taze beyaz üzüm suyu bu konuda rahatlatıcıdır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Siyah üzüm çekirdeği ve kabuğu bağışıklık sistemini güçlendirir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm çekirdeği ve üzüm suyu kansere yönelik koruma sağlar.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kanın temizlemesi ve vücuttaki zararlı maddelerin atılmasını sağlayıcı özelliktedir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Taze beyaz üzüm, bilinen meyveler arasında en güçlü antioksidan özelliğe sahiptir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm çekirdeği histamin salgısını azaltıcı özelliğiyle alerjiyi önleyici etkiye sahiptir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Yapılan bazı araştırmalarda üzüm çekirdeğinin antimikrobiyal etki gösterdiği tespit edilmiştir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Yorgunluk ve konsantrasyon zayıflıkları gibi durumlara karşı üzüm suyu içilebilir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm çekirdeğindeki Oligomeric Proanthocyanidin kalp-damar sağlığı için faydalıdır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Beyin hücrelerini zinde tutması bir diğer üzüm faydası olarak belirtilebilir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm ve üzüm suyu tüketiminin kolon kanserine yakalanma olasılığını yüzde 50 oranında azalttığı belirtilmektedir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Taze beyaz üzüm kürü kalp ritim bozukluğuna yönelik önleyici etki taşır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm çekirdeği yaşlanma ve hastalık nedeniyle zayıflayan kan damarı duvarlarını güçlendirir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm çekirdeğinin bağ dokusunu güçlendirici, cildi daha sıkı ve elastiki yapıcı etkisi vardır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm çekirdeğinin varis tedavisine yardımcı olabileceği yapılan araştırmalarda görülmüştür.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Halsizlik ve kansızlık gibi sorunlarda yardımcı olması üzümün yararları arasındadır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Yemeklerden sonra yenilen taze beyaz üzüm sindirimi kolaylaştırır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzümün çekirdeği ve kabuğundan elde edilen üzüm ekstresi de besin takviyesi olarak kullanılmaktadır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Üzüm kozmetik ürünlerinde de yer almaktadır. Üzüm özü içeren yüz ve vücut kremleri cilt sağlığı için kullanılmaktadır.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kan şekerinin hızla yükselmesine neden olduğundan dolayı şeker hastalığı olanların fazla miktarda tüketmemesi gerekir.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><br /></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Düşük yaptırma etkisi olan ellagik asit içerdiğinden dolayı hamileliğin ilk dört ayını tamamlamamış olan kadınların taze üzümü fazla oranda yememesi gerekir.</strong></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;"><strong>Üzümün Besin Değerleri (100 gr)</strong></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Vitamin A: 80 İ.Ü.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Tiamin 0,06 mg .</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Vitamin C: 4 mg .</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kalsiyum: 17 gr .</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Fosfor : 21 mg .</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Yağ: 1,4 gr .</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Karbonhidratlar : 14,9 gr .</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Protein: 1,4 gr .</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Kalori: 70<br /><br /><strong>Üzüm kansere karşı nasıl koruyor?</strong></div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Yapılan çalışmalarda, üzümde "polifenol" olduğu tespit edilmiş. Çetin, bilim adamlarının 1990'lardan beri bu polifenoller üzerinde çalıştığını söylüyor. Çünkü polifenoller doğal antioksidan özelliği taşıyor. Antioksidanlar ise serbest radikallerin zararlı etkilerini ortadan kaldırıyor. Günümüzde adını sık sık duyduğumuz "serbest radikalleri" ise şöyle anlatıyor: "Hem insan vücudunun normal metabolik faaliyetleri sırasında hem de kimyasal ajanlar, radyasyon, alkol, sigara ve ağır metaller gibi pek çok dış kaynaklı etkenlerle oluşabilen moleküllerdir. Serbest radikaller DNA zincirinde kırılmalara yol açarak kanser oluşumu, hücresel yaşlanma ve hücre ölümüne kadar giden olumsuz süreçleri başlatıp ilerletebiliyorlar. Normalde vücutta serbest radikalerin oluşum hızı ile serbest radikallerle savaşan antioksidan savunma sistemleri denge halindedir. Eğer bu denge serbest radikal yönüne bozulursa kanser dahil pek çok hastalık gözlenebilir." İşte bu sebeple antioksidan özellikli besinleri çokça tüketmek gerek. Üzümün ise antioksidan özelliğinin E vitamininden 50, C vitamininden 30 kat fazla olduğu kanıtlanmış. Çetin, "Üzümün hem çekirdeği hem de kabuğu kanser önleyici bir madde olan resveratrol içeriyor. Resveratrol, serbest radikallere karşı koyan sistemleri harekete geçirerek vücudu koruyor. Ayrıca kara üzüm çekirdekleri ve kabukları, kanser hücrelerinin çoğalmasını kamçılayan metabolik olayları engelliyor. Günümüzde elde edilen bilimsel bilgilerin ışığında özellikle kara üzümün artık sadece sezonluk değil, her öğünde soframızda yer alması öneriliyor." diyor.</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Fransızlar sağlıklarını şaraba değil, üzüme borçlu</div><div style="color: #333333; font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 8pt; line-height: 20px;">Fransızlar dünyanın en yağlı ve kolesterollü yemeklerini tüketen milletlerden biri olmasına rağmen Japonlardan sonra kalp-damar hastalıkları en az görülen millet. Üstelik Fransızlarda sigara kullanımı çok yaygın. Bilim dünyasında buna "Fransız Paradoksu/Çelişkisi" deniyor. Yıllar süren araştırmalar sonucunda bilim adamları Fransızların sağlığını çok fazla kırmızı şarap tüketmelerine borçlu olabilecekleri kanısına varmış. Hatta Türkiye'de birçok gazetede bu sonuçlardan yola çıkarak günde bir bardak şarap içmenin faydalı olduğunu yazdı. Fakat söz konusu araştırmalara devam edilince bu kanının yanlış olduğu sonucuna varılmış. Çünkü Fransızlar sağlıklarını şaraba değil üzüme borçlu. Kitabında bu çalışmalara da yer veren Çetin, Dr. Joe Vinson'un Fransızların hastalanmamalarına sebep olarak üzümü gösterdiğini söylüyor. Kırmızı şarabın içinde alkol olduğu için fayda yerine zarar verdiğine dikkat çeken Çetin, üzüm yenilmesini veya üzüm suyu içilmesini öneriyor.</div>

Üzümün Faydaları Nelerdir?

Üzüm, Potasyum, kalsiyum, demir bakımından zengindir. Ayrcıca A, B1, B2, ve C vitamini de içerir. İçeriğindeki yüksek orandaki şeker nedeniy...

Devamı »

2012'nin En Güzel Gülen Bebeğini Arıyoruz...

<div style="text-align: center;">O muhteşem gülüşü ile sizin bebeğinizin <b>“2012’nin en güzel gülen bebeği”</b> olmasını ister misiniz?</div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;">Bebeğinizin en güzel gülen fotoğrafını ya da videosunu bizimle paylaşın, hem bebeğinize ömür boyu hatırlayacağı bir anı hediye edin hem de onun bol bol gülen fotoğraflarını çekeceğiniz <b>iPad 2</b>, <b>fotoğraf makinesi</b> ve <b>sürpriz hediyeler kazanma</b> şansını yakalayın.</div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://www.hurriyetaile.com/2012enguzelbebek/?utm_source=sosyal_medya&utm_medium=bumads&utm_campaign=bumads-gulenbebek" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;" target="_blank"><img alt="Hürriyet Aile" border="0" height="320" src="http://media.bumads.com.tr/image/hurriyetaile.png" title="en güzel bebek" width="320" /></a></div><br /><div style="text-align: center;">Unutmayın, yarışmaya ne kadar çok video ya da resim ile katılırsanız kazanma şansınız o kadar artacaktır.</div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;">Kazanmak için hemen <b>tıklayın!</b></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 80%;">Bir bumads advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">ad_client = '33dc411d-8f5f-4633-9638-1839b3f116c5';ad_offer ='415';</script><script src="http://sayac.bumads.com.tr/showads.js" type="text/javascript"></script></div>

2012'nin En Güzel Gülen Bebeğini Arıyoruz...

O muhteşem gülüşü ile sizin bebeğinizin “2012’nin en güzel gülen bebeği” olmasını ister misiniz? Bebeğinizin en güzel gülen fotoğrafını ya ...

Devamı »

Ballı Muzlu Yüz Bakım Maskesi

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="http://stilkolik.files.wordpress.com/2011/06/muzlu-ballc4b1-yc3bcz-maskesi-bakc4b1m.jpg?w=620" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="maske" border="0" height="310" src="http://stilkolik.files.wordpress.com/2011/06/muzlu-ballc4b1-yc3bcz-maskesi-bakc4b1m.jpg?w=620" title="ballı maske" width="280" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>Yüz maskeleri cildi rahatlatır, canlandırır ve rahatlatır hele ki evde yapılan yüz maskelerinin zevki daha da bir başkadır. Evde kolaylıkla yapabileceğiniz maskelerden biri de muzlu ve ballı yüz maskesidir.<br /><br />Muz vücuda çok faydalı bir meyvedir ve aynı zamanda cilde de çok iyi gelir. C, A, B6, B12 vitaminleri açısından çok zengin olan muz ayrıca potasyum ve magnezyum kaynağıdır. Muzda bulunan meyve asitleri ölü derinin temizlenmesine ve cilde enerji vermeye yarar. Muzu başka yaptığınız bütün yüz maskelerine ekleyebilirsiniz.<br /><br /><b>Malzemeler:</b><br /><br />- Muz (1 adet)<br />- Bal (1 yemek kaşığı)<br />- Yulaf Unu (1/4 – 1/2 yemek kaşığı)<br /><br />Muzu 1 yemek kaşığı bal ile birlikte ezin ve karıştırın. Maskeyi yüzünüze uygulayın. Maskeyi 15 dakika bekletin ve sonra ılık suyla yüzünüzü yıkayın. Bal ve muzun cilde nemlendirici etkisi vardır ve cildi ölü hücrelerden arındırır.<br /><b>Veya:</b><br />Muzu 1/4 – 1/2 yemek kaşığı yulaf unuyla karıştırın. Yulaf ununu dilerseniz olduğu gibi ya da mikserden geçirerek kullanabilirsiniz. Yulaf unu cildin nemlenmesine yardımcı olur. Yulaf unu nemlenene kadar yulaf unuyla muzu karıştırmaya devam edin, eğer çok cıvıksa biraz daha yulaf unu ilave edin. Maskeyi yüzünüze uygulayın ve 20 dakika bekletin. Yüzünüzü ılık suyla yıkayın.

Ballı Muzlu Yüz Bakım Maskesi

Yüz maskeleri cildi rahatlatır, canlandırır ve rahatlatır hele ki evde yapılan yüz maskelerinin zevki daha da bir başkadır. Evde kolaylıkla ...

Devamı »